Odunpazarı ilçesine bağlı kırsal Yenisofça Mahallesi’nde oturan emekli otomotiv sanayi işçisi Yener Tuncer’in ağabeyi Tamer Tuncer, 1990 yılında askerlik görevini tamamladıktan kısa bir süre sonra 24 yaşındayken geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Yener Tuncer’in babası Mesut Tuncer, askerden dönen oğlu Tamer’in vefat acısını yaşarken, gazetelerde gördüğü şehit haberlerini oğlunun üzüntüsüyle birleştirdi. Sıklıkla, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne faydalı olabilecek bir kuruma bağış yapma hayali olduğunu dile getiren Mesut Tuncer, 2009 yılında hayatını kaybetti. Babasının hayalini gerçekleştirmek isteyen Yener Tuncer, günümüzde piyasa değeri yaklaşık 15 milyon lira olan 850 metrekare alana sahip çiftliği ile kent merkezindeki evini Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na bağışladı. Babasının hayalini gerçekleştirerek, onu yad ettiğini dile getiren Tuncer, “Babam büyük bir acı geçirdi. O günden beri her şehit haberi aldığında hüngür hüngür ağlardı. Benim için bağış yapma fikri o günlerden kaldı” dedi.
‘ŞEHİT HABERİ ALDIĞINDA HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLARDI’
Bağış yaptığı gün çok duygulandığını ve mutluluktan ağladığını ifade eden Yener Tuncer, babasının hayalini yerine getirdiği için gururlandığını söyledi. Tuncer, “Bu fikir bana rahmetli babamdan kaldı. Babam şehit haberi aldığında çok üzülürdü. Evlat acısı yaşamıştı, acıyı iyi bilirdi. Rahmetli ağabeyim askerlik görevini yaptı, işe girip çalışmaya başladı. O ara memlekete gezmeye gittiğinde trafik kazası geçirdi ve 24 yaşında vefat etti. Babam büyük bir acı geçirdi. O günden beri her şehit haberi aldığında hüngür hüngür ağlardı. Benim için bağış yapma fikri o günlerden kaldı. Bir gün internette TSKGV’yi gördüm. Onların amacının, şehitlerimizin olmaması ve Türk ordumuzun silah gücünü artırmak için KAAN, ATAK helikopteri ve insansız hava araçları gibi teknolojilerle şehitlerimizi en aza indirmek olduğunu gördüm, bu vakfa bağış yapmaya karar verdim. Tüm mal varlığımı bağışladım. Değeri yaklaşık 15 milyon lira civarında. Bağış yapacağımı duyanlardan çevremdeki insanların kimisi gurur duydu kimisi de ‘kendin yeseydin’ dedi. Yemekle olmaz, ben her şeyi satıp bir banka şubesine faize koyabilirdim, oradan gelecek geliri bitiremezdim bile ama ölüm fani, kefenin cebi yok. Hiç değilse benden sonra vatanıma, Türk Silahlı Kuvvetleri ordumuza bir katkı sağlamak amacıyla böylesi daha hayırlı dedim, tüm mal varlığımı bağışladım. Bağış yaptığımda imza atarken bugünleri gördüm diye hüngür hüngür ağladım rahmetli babamı niyaz ettim. Babamı toprağa verdikten sonra yanına hiç gidemedim, dayanamıyorum gitmeye. İnşallah bağışlarım ordumuza faydalı olur” diye konuştu.
‘ASKERLERİMİZ ZİYARETE GELDİKÇE BANA DA KUVVET GELİYOR’
Oğlu Yener Tuncer ile birlikte kent merkezindeki evlerini bağışlayan Latife Tuncer (83), kendi babasının askerden dönerken vefat ettiğini ve onu hiç görmediğini söyledi. Bu sebeple Türk Silahlı Kuvvetleri ve askerlerin kendisi için ayrı bir öneme sahip olduğunu ifade eden Tuncer, asker olmanın önemli ve gurur verici bir görev olduğunu dile getirdi. Tuncer, “Benim babam askerden geldikten sonra annemle evlenmiş. Yaklaşık 1 sene beraber kaldıktan sonra babamı ‘ihtiyat askerliğine’ çağırmışlar. Babam arkadaşlarıyla beraber askere gittiğinde ben doğmuşum. Askerliği bitince trene binip geleceklerken babam fenalaşmış, hastaneye götürmüşler ve vefat etmiş. Bağış yaptığımızda çok duygulandım, çok memnun oldum ve severek verdim. Bağıştan sonra askerlerimiz bizi yalnız bırakmadı. Fırsatları oldukça uğruyorlar ve onlar geldikçe bana da kuvvet geliyor. Onların gelmelerini bekliyorum ve o kadar seviniyorum ki çok memnun oluyorum. Çevremdekiler de çok memnun oldular, ‘Nasıl akıl ettiniz? Çok güzel oldu’ dediler. Beyim de havacılığı çok istiyordu o yüzden istedim. Generallerimiz de geliyorlar, değer veriyorlar. Çok şahane bir bağış oldu” dedi.