GÜNDEM

62 YILLIK RÜYA GERÇEK OLDU

Ülkemizin nükleer enerji serüvenin 1956 yılında başladığını belirten Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Durmuş, 62 yıllık nükleer enerji rüyasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından temelleri atılan Akkuyu Nükleer Enerji Santrali ile gerçekleştirildiğini söyledi. 

Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin temelinin atılması üzerine konunun tarihi, ekonomik ve siyasi önemine dair açıklama yapan Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Durmuş, 1956 yılında Türkiye Atom Enerjisi Komisyonu’nun kurulması ile nükleer enerji santrali kurulum çalışmalarının başlatıldığını, 1976 yılında Süleyman Demirel’in başbakanlığı döneminde Akkuyu sahası için yer lisansı verildiğini, 1977-1979 yıllarında Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit’in başbakanlıkları dönemlerinde ihalenin iptal edildiğini, 1983-1985 yıllarındaTurgut Özal’ın başbakanlığı döneminde çıkılan ihalenin iptal edildiğini, 1996-2000 yıllarında Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan ve Bülent Ecevit’in başbakanlıkları döneminde ihalenin 8 ertelemeden sonra iptal edildiğini, 2010 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Türkiye ve Rusya arasında yapılan nükleer enerji projesi anlaşması ile projenin yeniden başladığını ayrıca 2013 yılında Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye ve Japonya arasında imzalanan ve Sinop’a kurulması planlanan ikinci bir nükleer enerji santrali projesi anlaşmasının imzalandığını ve nihayet, Cumhurbaşkanı ile Rusya Cumhurbaşkanı birlikte Akkuyu Nükleer Enerji Santrali temelini törenle attıklarını böylece Türkiye’nin 62 yıllık rüyasının gerçekleştirildiğini söyledi.

“YILLIK 7,2 MİLYAR DOLARLIK TASARRUF EDECEK”

Ülkelerin nükleer santrallere yönelmesinde elektrik üretim maliyetlerinin düşük olması ve enerji arz güvenliğinin sağlanmasının birinci planda olduğunu ifade eden Rektör Durmuş,tamamı ithal edilen doğalgazın yerine nükleer santralleri elektrik enerjisi üretiminde kullanacak Türkiye’nin yıllık 7,2 milyar dolarlık tasarruf gerçekleştireceğini açıkladı.

“TÜRKİYE DÜNYADA İKİNCİ AVRUPA’DA BİRİNCİ SIRADADIR”

Elektrik tüketim talep artışında ülkemizin dünyada Çin’den sonra ikinci, Avrupa’da ise birinci sırada olduğunu belirten Rektör Durmuş, “Büyüyen ülke ekonomisi, elektrik tüketimi ve nüfus yapısı karşısında enerji arz portföyümüze bakıldığında petrolün % 92’si, doğalgazın % 98’i, kömürün % 20’si ithal kaynaklardan karşılanmakta olup enerji ithal bağımlılığımız % 72 civarındadır. Bunun sonucu olarak cari açığımız içerisinde enerji ithalatından kaynaklanan pay 60 milyar dolar olarak gerçekleşmektedir. Nükleer enerji santralleriyle birlikte enerjide dışa bağımlılığımız büyük oranda azalacaktır. Böylece neredeyse tamamı ithal edilen doğalgazın yerine nükleer santralleri elektrik enerjisi üretiminde kullanarak enerjide dışa ve fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı azaltmayı, enerji kaynak çeşitliliğini artırmayı ve sonuç olarak enerji arz güvenliğini sağlamayı hedeflemektedir. Bu bağlamda ülkemiz, 2023 yılındaki elektrik kurulu gücünün en az %10’unu, elektrik tüketiminin de % 17’sini nükleer santrallerden, karşılayacaktır. Akkuyu ve Sinop nükleer santrallerinin işletmeye alınması durumunda yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımız maksimum düzeyde kullanılmaya devam edecek olup sadece doğalgaz ithalatından yıllık olarak 7,2 milyar dolarlık tasarruf gerçekleşecektir” dedi.

“TÜRKİYE NÜKLEER ENERJİ SANTRALİ LİGİNE GİRİYOR”

Dünyada gelişmiş ülkelerin elektrik enerjisinin büyük bir kısmını nükleer enerjiden elde ettiğini ifade eden Rektör DURMUŞ, “Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın “Güç Reaktörü Bilgi Sistemi verilerine göre 31 ülkede 441 nükleer reaktörün aktif çalışmakta, günümüzde dünya genelinde elektrik üretiminin %10,9’u (376,8 GWe=376.800 MWe=376.800.000 KWe) nükleer santrallerden sağlanmaktadır” dedi.

Dünyada en fazla nükleer enerji santralinin 104 adetle ABD’de olduğunu belirten Rektör Durmuş, nükleer enerji santrali liginde Fransa’nın 58 adet santral ile ikinci olduğunu, Japonya’nı 50 adetsatralile üçüncü olduğunu, Rusya’ın 33 adet santralle dördüncü sırada olduğunu, Kore’nin 23 adet santralle beşinci sırada olduğunu ve nükleer enerji santrali liginin Almanya, Kanada, Ukrayna, İngiltere ve Çin diye devam ettiğini açıkladı.

 ABD’de 99 adet nükleer reaktör faal olarak çalıştığını belirten Rektör Durmuş, ABD’nin 2014 yılında elektrik üretiminin %19.2’sini nükleer santrallerden karşıladığını ve 5 nükleer enerji reaktörünündaha inşa halinde olduğunu açıkladı.

Almanya’da 9 nükleer reaktör işletme halinde olduğunu ve Almanya’da üretilen elektriğinin %16’sının bu santrallerden karşılandığını açıklayan Rektör Durmuş,”Japonya ise 15 Kasım 2015 tarihi itibari ile Sendai 1 ve Sendai 2 nükleer reaktörleri tam kapasite işletmeye alınmış olup, Takahama 3-4 ve Ikata 3 reaktörlerinde düzenleyici denetimleri yapılmış ve yakıt yükleme izinlerinin alınması beklenmektedir” dedi.

“EN TASARRUFLU ELEKTİRİK ÜRETİM YÖNTEMİ”

“Akkuyu Nükleer Santrali’nin 60 yıl üreteceği elektrik için, rüzgar ve güneş santralleri için gerekli yatırım maliyeti, Akkuyu için 20 Milyar $ iken Rüzgar Santrali 55 Milyar $, Güneş Santrali için 76 Milyar $ yatırım gereklidir” diyen Rektör Durmuş, “Nükleer santrallerin kapasite faktörü % 90 civarında iken, güneş ve rüzgar santrallerinde bu oran en fazla % 20 civarındadır. Yeni nesil nükleer santrallerin işletme ömrü 60 yıl iken bu, rüzgâr ve güneşte 15-25 yıl civarındadır. Ancak, enerji ithal bağımlılığımızı azaltmak adına 1 MW bile olsa yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızı sonuna kadar kullanmalıyız. Yenilenebilir enerji potansiyelimizin tamamı kullanılsa bile 2023 yılındaki elektrik tüketim miktarının ancak yarısı karşılanabilmektedir. Nükleer santraller baz yük santrallerdir, günün 24 saati çalışır. Rüzgâr, güneş ve hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji kaynakları iklim ve meteorolojik koşullara bağlıdır” dedi.

“NÜKLEER ENERJİ SANTRALLERİ, FOSİL YAKIT SANTRALLERİNDEN DAHA ÇEVRECİDİR”

Ülkelerin nükleer santrallere yönelmesinde; elektrik üretim maliyetlerinin düşük olması, enerji arz güvenliği sağlanması, yakıt fiyatlarındaki değişikliğin elektrik maliyeti üzerindeki etkisi azaltma, sera gazı salımınım olmaması ve iklim değişikliğiyle mücadeleye katkıdaki etkisinin ön planda olduğunu belirten Rektör Durmuş, “birilerinin anlattığı gibi doğaya zararlı değil nükeleerenerji santralleri, güvenliğini sağlarsanız kömür, petrol gibi fosil yakıtlardan çok daha az çevreye zarar veren bir yapıya sahiptir” dedi.

“MÜHENDİSLERİMİZ NÜKLEER ENERJİ ÜRETİMİNİ ÖĞRENECEK”

Nükleer enerji santralleri ile Türkiye’nin enerji kaynaklı carı açığını kapatacağını, dünya ile ticarette enerji kaynaklı maliyetlerini düşürerek rekabet avantajı kazanacağını açıklayan Rektör Durmuş, “Bunların yanı sıra nükleer santral inşası ve atom enerjisini mühendislerimiz öğrenecek. Aslında en önemlisi de budur. Nükleer enerji dünyada önemli bir güçtür ve genç mühendislerimiz bunu öğrenecek ve bugün hidro elektrik santrallerimizi kendimiz kurduğumuz gibi yarın nükleer enerji santrallerimizi de kendimiz kuracağız” dedi.

AKKUYU NÜKLEER ENERJİ SANTRALİ, YENİ BİR ÜRETİM VE İSTİHDAM ALANI OLUŞTURACAK

Nükleer santrallerin ülkemiz için sadece elektrik üretim tesisleri olmayacağını aynı zamanda sanayi, tıp ve tarımda da uygulama alanı bulan teknoloji yoğun bir sektör olduğunu ifade eden Rektör DURMUŞ, bu sektör ülkemiz için önemli istihdam imkânları sunacağını da belirtti.

Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin temelinin atılması üzerine yaptığı açıklamada Rektör Durmuş şunları söyledi:

“Kuşkusuz nükleer santraller ülkemiz için sadece elektrik üretim tesisleri değil, aynı zamanda sanayi, tıp ve tarımda da uygulama alanı bulan teknoloji yoğun bir sektör olup önemli istihdam imkânları sunmaktadır. Nükleer santrallerin inşası ve işletilmesi esnasında bu projeden birçok sektör doğrudan ve dolaylı olarak etkilenecektir. Ekonomi, teknoloji ve istihdamın yanı sıra nükleer santraller ülkemizde kalite yönetim standartlarının uygulanması, standartlara uygunluk denetimi ile güvenlik ve emniyet kültürünün gelişmesine de büyük katkı sunacaktır.