ACİZLİK VEYA UMURSAMAZLIK

Birbirine yakın iki kavram olduğu görülse de anlamları açısından farklı manalar yüklenmekteler. Acizlik, bir işi yapmaya gücü yetmeme, yaşam alanlarında hayatın sürmesi konusunda gayret göstermekten kaçınma,  beceriksizlik gösterme, güçsüzlük arkasına sığınarak çalışmaktan, emek sarf etmekten, sorumluluk edinmekten uzak durma halidir.

Umursamazlık, hiçbir şeyi kafasına takmama, sorumluluk edinmekten bilinçli olarak uzak durma, her şeyi oluruna bırakma manasına gelir. Acizlik göstermek beraberinde umursamazlığı getirir. Acizlik göstermenin altında yatan zaaflık ise iradeyi kullanamamadır.

Çünkü irade güç sahibi olmak, olaylar ve durumlar karşısında zayıflık göstermeden çözüm üretecek arayışlara girebilme direnci göstermektir. İradeli olmak zayıflığı, acizliği, yaşamı oluruna bırakmayı değil, hayatın gereklerini yerine getirerek sorumluluklar edinmeyi insanın omuzlarına yükler.

Acizlik gösterenlerde iş yapamama hali ağır basarken, beceriksizlik ile harekete geçememe söz konusudur. Gayret ve beceri göstermek yerine başaramama ve fayda sağlayamama düşüncesi ön planda bulunur.

Aslında acizlik kavramının tanımını “Hiçbir amacı olmadan, kendi gerçekliğine aykırı davranarak başıboş yaşamak, güçsüzlük göstererek hayatı umursamadan tembellik kimliğine sahiplenmek” diye belirlemek doğru olacaktır.

Başıboş kalmak, kendini sorgulayamamak, amaçsız yaşamak…

Böylesi bir yaşam sürdürmenin birçok nedeni vardır. Acizlik ve umursamazlık gösteren bir hayat modelinin zayıf kişiliklerin özelliği olduğu ortada!

Acizliğin sebebi çaresiz olmak ya da elden bir şeyin gelmemesidir. İnsanlar karşılaşılan sorunlar veya ortaya çıkan kriz anlarında yaşadıkları problemleri giderme ya da çözme noktasında çaresiz kalabilmekte. Elden bir şey gelmemesi çaresizliktir. Sorunları çözememek ve karşılaşılan olayların problem yaratmaması konusunda engellerle karşılaşmak istemeden acizlik hali doğuran etmenlerdir.

Acizlik noktasında karşımıza çıkan ikili bir ayrım var. Birincisi acizliğin isteyerek ve her türlü sorumluluktan kaçarak yaşanmaya çalışılması. Buna tembellik, boş vermişlik ve umursamadan hayatı boş işlerle geçirme kavramlarını da ekleyebiliriz. İkincisi ise istemeden ve koşulların zorlamasıyla yaşanan irade dışı elden bir şeyin gelmemesini ifade eden acizlik halidir.

Umursamazlık daha çok birincisi ile alakalı olup, insanın hayatı olağan haline terk etmesi yanlışlığını ortaya çıkarır. Yani hiçbir şeyi takmamak, sorumluluk edinmemek, çalışmamak, boş vakit geçirmek ve insana-yaşama değer vermemek üzerine kurulu bir hayat süreci söz konusudur.

Kötü olan ise umursamazlık ve bunun ileri aşaması olan acizlik tercihinin kişilik özelliği haline dönüşmesidir. Çünkü seçilen yaşam şekli zamanla alışkanlıklar-tecrübelerle kalıcı hale geldiğinden tembellik, emek harcamama, hayata anlam katamama, değerlerden kopma, yalnızlaşma, başkasını düşünmeme, içine kapanma gibi insan tabiatında olmaması gereken unsurları doğurma tehlikesi yaratmakta.

İnsan, yaratılırken verilmiş güçlerle donatılmıştır. Akıl ve irade gibi düşünce potansiyeline sahip olmanın yanında duygu-his yüklü olarak varlık kazanır. Verilmiş olan güçler sayesinde insanı sonsuzluğa, yani yaşamın son anına kadar ulaştıran da vicdanı, hisleri, aklı ve ilham dünyasıdır. İlham dünyasından kasıt ise hayalleri, beklentileri, heyecanlarının tatmin edilme dürtüsü, içgüdüleri ve bilincinin kendisine yüklediği özgür bir ruh olma halidir.

İnsanı acizlik ve umursamazlık sarmalından kurtaracak olan da bu güçlerdir. Vicdan gücü, hisler, akıl ve ilham sermayelerinin ortaya çıkardığı normal insan modeli ile acizlik ve umursamazlık sonunun çaresi bulunmuş oluyor.

Merhum TOPÇU’ nun ifade ettiği “Haz” ve “Saadet” sahnesinde rol alan insanın yanılgıları, yokluğun ve sonsuzluğun anlamalarını yitiren insan zihnini sorgulamaya yönlendiriyor: “Her tarafına Haz ve Saadet vasıtaları serpilen bir dünyada, insan hayatında acılarla ıstırapların yarışırcasına birbiri kovalamaları, dünyamızı tahammülü güç bir aldatma sahnesi haline koymaktadır.”

İş insana kalıyor… Aciz olmak ya da iradeli davranarak normal insana dönmek!