Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan başarılı ameliyatla nakil gerçekleşirken, ağabey Zekeriya Arpacı, “Her şey gelir, her şey gider ama kardeş gelmez. Bir daha olsa bir daha veririm” dedi.

Siirt’te yaşayan Matematik Öğretmeni Yahya Arpacı, Nisan ayında ayak ödemi şikayetiyle hastaneye başvurdu. Arpacı’ya yapılan tetkiklerde böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Arpacı, geçen süreçte diyalize girmeye başladı. Kardeşinin durumunu öğrenen ve Antalya’da oto kuaförü işletmeciliği yapan Zekeriya Arpacı, hiç düşünmeden böbreğini kardeşine bağışlamaya karar verdi. Geçen hafta Diyarbakır’da Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gerçekleştirilen başarılı Yahya Arpacı’ya ağabeyinin böbreği nakledildi.

‘HİÇ DÜŞÜNMEDEN TEREDDÜTSÜZ VERDİM’

Kardeşinin durumunu öğrenir öğrenmez Antalya’dan Diyarbakır’a böbreğini vermek için geldiğini söyleyen ağabey Zekeriya Arpacı, “Antalya’da çalışıyorum. Oto kuaförüyüm. Bundan 4 ay önce kardeşimin 2 böbreğinin çalışmadığını öğrendim. O da bir candır. İnsan insana emanettir. O da benim canım ve her şeyim. Ona böbreğimi vereceğimi söyledim. Onun için Antalya’dan buraya geldim. Şimdi de çok mutluyum. Bunun tehlikesi yok. Korkulacak bir şeyi de yok. Allah’a çok şükür ikimizde çok iyiyiz. Böbreğimi hiç düşünmeden tereddütsüz verdim. Her şey gelir, her şey gider ama kardeş gelmez. Bir daha olsa bir daha veririm. Ağabey demek anne baba demektir. Biz de bu görevi yaptık” dedi.

‘O DUYGUYU ANLATACAK BİR KELİME YOK’

Yahya Arpacı da duygularını anlatmaya kelime bulamadığını ifade ederek, “Organ naklinden önce ayak ödeminden fark ettik. Siirt’te hastaneye göründüm. Buradan biyopsi için Diyarbakır’a sevk edildim. Hastaneye geldiğimizde hocamızda ayağımdaki ödemi fark ederek hastalığımı tespit etti. 20 gün boyunca burada tedavi gördüm. Tedaviden sonra 3 ay boyunca diyalize girmek zorunda kaldım. Ayak ödemi için organ nakil merkezine gelmek insanı biraz korkutuyor. Aslında organ naklinin ne olduğunu öğrendik. Ağabeyim sağ olsun hiç düşünmeden geldi ve ameliyat olduk. Ağabeyim 3 gün sonra ben ise 8 gün sonra taburcu oldum. Kadavra için bağışta bulunalım. Çünkü kadavradan organ nakli bekleyenler var. Ağabeyim karar verdiğinde o duyguyu anlatacak bir duygu yok. Türkçede öyle bir kelime bulamıyorum. Basit kelimelerle anlatılacak bir şey değil” diye konuştu.

‘TÜRKİYE’DE VE BÖLGEMİZDE KADAVRALIK BÖBREKLER MAALESEF ÇOK AZ’

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Mesul Müdürü Doç. Dr. Ramazan Danış da Türkiye’de ve bölgede kadavralık böbrek naklinin çok az olduğunu ve bu nedenle canlıdan canlıya nakil yapmak zorunda kaldıklarını belirterek, “Hastamızın böbrekleri yetmezlik içerisindeydi. Biz ilk başta akut düşündük. Bununla ilgili bütün müdahalelerimizi yaptık. Maalesef hastamızın böbreği artık tümüyle akut tedavisine yanıt vermedi. Hızlı ilerleyen bir tablo ile karşı karşıyaydık. Bütün olası nedenleri ekarte ettik. Maalesef hiçbir tedaviye yanıt vermedi. Sonra diyalizde aylık takibe aldık ve en son böbrek nakli kararı aldık. Biz canlıdan canlıya nakli istemiyoruz. Maalesef Türkiye’de ve bölgemizde kadavralık böbrekler çok az. Onun için biz canlı böbrek naklini tercih ettik. Ağabeyi gönüllüydü geldi ve yaptığımız tetkiklerde uyumlu gördük ve ameliyatı gerçekleştirdik. Organ nakilleri yapalım. Avrupa da yapılan organ nakillerinin yüzde 80’ni beyin ölümü gerçekleşen kişilerdir. Yüzde 20’si canlıdır. Türkiye’de bu oran tam tersidir. Organ bağışı konusunda bilinçlendirmeyi artırmak lazım” dedi.

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Nurettin Ay ise “Ameliyat sonrası ciddi bir sorunla karşılaşmadık ve her şey istediğimiz gibi ilerledi. Organ naklinde en önemli şey hastanın sürekli hekimine yakın olması gerek. Çünkü bu hastalığın başka merkezlerde takip olma şansı yok” ifadelerini kullandı.

Kaynak: DHA