GÜNDEM

Aşiretler federasyonundan 'taziye yemekleri kaldırılsın' açıklaması

Türkiye'de 25 ilde temsilciliği olan ve 102 aşireti bünyesinde bulunduran Kadim Aşiretler Federasyonu’nun Genel Başkanı Rasim Aslan, taziye yemeklerinin kaldırılması çağrısında bulundu

Aslan ayrıca düğünlerdeki takı ve ziynet eşya taleplerinin de gençleri ve aileleri ağır yük altına soktuğunu, bu nedenle her kesimi toplumsal bilinç ve dayanışma içinde hareket etmeye davet ettiklerini söyledi.

Merkezi Van'da bulunan Kadim Aşiretler Federasyonu taziye yemeklerinin kaldırılması ve düğünlerdeki takı ve aşırı harcamalarla ilgili açıklama yaptı. Federasyon Genel Başkanı Rasim Aslan yaptığı açıklamada, ülkenin her bölgesinde farklı yaşam koşulları olsa da insani ve İslami değer yargıların aynı olduğunu belirtti. Son dönemlerde milli ve manevi değerlere ait olmayan, gelenek ve görenekleri yansıtmayan, kültürlerin istilası toplumu olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Aslan, bunun büyük bir kültürel erozyona yol açtığını kaydetti.

‘ÖLÜ SAHİBİ KREDİ BORÇLANIYOR’

Toplumu olumsuz yönde etkileyen iki önemli meseleye özellikle dikkat çekmek istediğini söyleyen Aslan, "Taziye masrafları ve düğünlerdeki aşırı maddi yükler. Daha önce de çeşitli vesilelerle değindiğimiz gibi, çoğu zaman çok ağır bir külfet haline gelmektedir. Vefat eden bir müminin geride kalan kardeşleri olarak, dinimizin esas ve usullerine göre kefenlenmesi, defin ve dua sorumluluklarımız vardır. Aynı şekilde, ölü yakınlarının acılarını paylaşmak, onlara teselli vermek, sıkıntılarını hafifletmek de dini ve insani bir sorumluluktur. Burada amaç, cenaze sahiplerinin sıkıntılarına sıkıntı katmak değil, tam aksine yüklerini hafifletmektir. Ancak günümüzde bu anlayıştan uzaklaşılmış, taziye yakınlarına yemek götürme geleneğinin yerine taziye sahibinin, gelen misafirlerine yemek hazırlaması mecburiyeti getirilmiştir. Bu durum, maddi yüklerin artmasına ve maneviyatın zedelenmesine yol açmaktadır. Peygamberimiz cenaze sahiplerine yemek götürülmesini tavsiye etmiş, onların yorgun ve üzüntülü olduklarını vurgulamıştır. Oysa bugün cenaze sahibi kredi borçlanarak taziye yemeği hazırlamaya zorlanmaktadır. Bu durum alimlerce sünnete ters görülmüş, hatta mekruh sayılmıştır. Bu yanlış geleneğin terk edilmesi gerekmektedir. Bu konuda toplumumuzun ortak bir mutabakatla hareket etmesi, hayırlı bir değişimi mümkün kılacaktır" dedi.

‘UYGULAMA BİRÇOK İNSANI MAĞDUR-MAHCUP ETMEKTEDİR’

Aslan, ayrıca düğünlerdeki takı ve ziynet eşya taleplerinin de gençleri ve aileleri ağır yük altına soktuğunu, bu nedenle her kesimi toplumsal bilinç ve dayanışma içinde hareket etmeye davet ettiklerini belirterek şöyle konuştu:

"Taziye adetleri kadar üzerinde durmamız gereken bir diğer mesele ise düğünlerdir. Toplumumuzun temeli ailedir. Ailenin sağlam olduğu toplumlarda bireyler özgüvenli, huzurlu, üretken ve mutlu olurlar. Ancak ne yazık ki son dönemlerde düğünlerdeki aşırı harcamalar, ziynet eşyası talepleri ve gereksiz masraflar gençleri ve aileleri ağır yük altına sokmaktadır. Bu durum hem maddi hem manevi yönden toplumsal yapımızı zedelemektedir. Kadim Aşiretler Federasyonu olarak daha önce de ifade ettiğimiz üzere, evliliğin maddi olarak kolaylaştırılması gerekir. Gençlerimizin yuva kurmasını zorlaştıran yüksek maliyetli talepler ve gösterişe dayalı düğün anlayışı, hem manevi değerlerimize hem toplumsal huzura zarar vermektedir. Düğün masraflarının ve ziynet eşyalarının makul bir düzeyde tutulması, ailelerin huzurunu koruyacaktır. Düğünlerde takı ve parasal hediyelerin ilan edilmesi, isim okunarak duyurulması doğru değildir. Bu uygulama birçok insanı mağdur ya da mahcup etmektedir. Gönül rızasına dayanan yardımlaşmanın, davetlilerin imkanları ölçüsünde zarf usulü ile yapılması daha uygundur. Zira dinimiz 'Zorlaştırmayın, kolaylaştırın' buyurmaktadır. Hediye tutarını yüksek sesle duyurmak, para çantalarını sergilemek veya düğünleri sosyal medya gösterisine çevirmek bizleri yüceltmez, aksine halk nezdinde küçük düşürücü bir durum oluşturur. Bu doğrultuda Kadim Aşiretler Federasyonu olarak, tüm temsilciliklerimizi, aşiret reislerimizi, kanaat önderlerimizi, alimlerimizi ve STK temsilcilerimizi bu konuda toplumsal bilinç ve dayanışma içinde hareket etmeye davet ediyoruz."