Diyanet işleri başkanlığı Camiler ve Din Görevlileri Haftası programları kapsamında Ayet ve Hadis Ezberleme Yarışması düzenledi.
Türkiye geneli 10 bölgede yapılan yarışmalarda dereceye giren hocalar, alanında uzman isimlerden oluşturulan komisyonlar tarafından, belirlenen ayet ve hadisleri ezbere ve doğru okumaları, fonetik ve diksiyon, düzgün telaffuz ve anlaşılır okuma kriterleri üzerinden değerlendirildi.
Şırnak Üniversitesi'nin 15 Temmuz kongre ve kültür merkezinde yapılan yarışma sonucunda Balıkesir Ayvalık'tan İmam hatip İhsan Poyraz birinci, Kahramanmaraş Pazarcık'tan Kur'an Kursu öğreticisi Mehmet Akif Çakallı ikinci, İstanbul Fatih'ten Müezzin kayyum Muhammed Odacıoğlu üçüncü oldu.
Programda açılış konuşması yapan İl Müftüsü Orhan Örnek, yarışmanın amacının hocalar arasındaki dayanışmayı güçlendirmek ve bilgilerini artırmak olduğunu ifade ederek, "Diyanet İşleri Başkanlığımız, hocalarımızın bilgilerini artırmak, onlar arasında bir heyecan oluşturmak, dayanışma sağlamak için bir dizi yarışmalar yapmaktadır. Bu yarışmalar; Kur'an-ı Kerim'i ezberden okuma, hafızlık yarışması, ezanı güzel okuma, hutbe sunum yarışmaları ve bu sene de ilk defa ayet ve hadis ezbere okuma yarışmasıdır. Bu yarışmanın Türkiye finalini bugün Şırnak ilimizde gerçekleştiriyoruz. Yarışmacılarımız öncelikle kendi ilçelerinde birinci oldular, il içerisinde düzenlenen yarışmada il birincisi oldular. Sonra da 81 ilimiz 10 bölüme ayrıldı ve bu 10 bölgede yarışmacılarımız yarışarak bölge birincisi oldular. Bugün de inşallah bölge birincilerimiz arasında Türkiye finalini gerçekleştireceğiz." dedi.
"Kur'an, hayata aktarılsın diye gönderilmiştir. Kur'an, yaşansın diye gönderilmiştir"
Fani ve geçici hayatta ebedi hayatı kazanabilmek, ancak Kur'an ve sünnet yoluyla mümkün olacağını ifade eden Cami Hizmetleri Daire Başkanı Turhan Erhan: "Bu nadide şehirlerimizden Şırnak'ta ayet ve hadis ezberleme ülke finalini burada yapmaktan, hakikaten bizler için de ayrı bir güzellik olsa gerek. Zira yüce Rabbimiz Hz. Âdem'den itibaren Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa'ya (Sallallahu Aleyhi Vesellem) kadar, insanların yollarını aydınlatmak, onları hak ve hakikat çizgisi üzerinde tutmak ve bu geçici, fani hayattan ebedi hayata doğru yol almak üzere, insanın yolunu şaşırmaması, hak ve adalet üzere olabilmesi, ebedi hayatı hak edebilmesi için peygamberler ve kitaplar göndermiştir. En son göndermiş olduğu peygamber Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem), en son kitap da Kur'an-ı Kerim'dir. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem), dünyadan intikal etmeden önce, 'Her fani gibi ben de burada kalıcı değilim, her insan gibi ben de buradan ahirete intikal ediyorum. Geride iki şeyi bırakıyorum. Bu iki şeye sarıldığınız müddetçe, sımsıkı tutunduğunuz müddetçe sapıtmazsınız, ayrılığa düşmezsiniz, daima bir olursunuz. O, Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim ve benim sünnetimdir' buyurmuştur. Kur'an, hayata aktarılsın diye gönderilmiştir. Kur'an, yaşansın diye gönderilmiştir. Kur'an, bir hayat rehberidir. Kur'an, içindeki düsturları dünyada yaşayıp ebedi hayatı kazandırmak üzere insanlığa bu son kitap olarak gönderilmiştir. Onun dünyada nasıl uygulanacağını, hayata nasıl aktarılacağını göstermek için Hz. Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'i bize göndermiştir. Bir numune, bir önder, bir rehber olarak bize göndermiştir. İşte Kur'an-ı Kerim'in anlam ve manalarını bilip hayata aktarırken, gerek Hz. Mustafa (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in sünneti ve yaşantısını öğrenip, onun gibi hayata tatbik edip yaşayabilmek; bu fani ve geçici hayatta ebedi hayatı kazanabilmek, ancak Kur'an ve sünnet yolunda mümkün olabilir. Ve onların manalarını, anlamlarını hem bilip hem de yaşantımıza aktarmakla yaşayabiliriz. Kur'an'ın anlam ve manalarını, ülkemizin 10 bölgesinde yarışarak buraya gelmiş olan farklı illerden gelen kardeşlerimiz; ezberlemiş oldukları hem ayet-i kerimeleri hem anlamlarını, metinlerini, manalarını hem de hadis-i şeriflerin metin ve manalarını bize aktararak, bir nebze olsun bir ayet, bir hadis hem hafızamıza tazelemiş olacaklar hem de hocalarımız bir örnek ve numune olarak bizlere sunmuş olacaklardır." şeklinde konuştu.
"Müslüman coğrafyası, bin yıldır bu topraklardan gücünü almıştır. Tekrar bu topraklardan alacağı gücü hep birlikte göreceğiz."
Konuşmasında Gazze'de yaşanan zulmü hatırlatan Şırnak Valisi Birol Ekici, "İyi insan olabilmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Sizler iyi insan ordususunuz, iyi insan yetiştirme ordususunuz. Gazze'de şu çektiğimiz acılar, bu çektiğimiz eziyet, bu çektiğimiz zulüm; bize Müslümanların 80 parçaya bölünmemesi gerektiğini, 180 parça hâline gelmemesi gerektiğini hepimize gösteriyor. Hepimizin farklılıkları var. Bazılarımızın saçı siyah, bazılarımız uzun, bazılarımız köyde, bazılarımız şehirde doğmuş. Bazılarımız üniversite okumuş, bazılarımız köyde büyümüş. Ama sonuç itibarıyla insanız. İnsanı sevmemiz gerekiyor. Öncelikle kendi kardeşimizi sevmemiz gerekiyor. Bu şehre hizmet ettiğim için gerçekten onur duyuyorum. Ve insanı sevmemiz gerektiğini burada net şekilde haykırıyorum. Önce kendi Müslüman kardeşimizi seveceğiz, daha sonra bütün Müslümanları seveceğiz. Ama zalimlere de kafa tutabilecek, karşı koyacak güçte olmamız gerekiyor. Yoksa hepimizi bir şekilde paramparça edip birbirimize düşman edecekler. İnşallah bir gün zalimlere de kafa tutacak bir güce sahip olacağız. Bu topraklardaki insanlar, bu zalimlere 'dur' diyecek. Çünkü Müslüman coğrafyası, bin yıldır bu topraklardan gücünü almıştır. Tekrar bu topraklardan alacağı gücü hep birlikte göreceğiz." dedi.