Gazeteciler ve basın dernekleri, Gülistan Caddesi’nde düzenledikleri basın açıklamasıyla Baro’yu “çifte standart”, “hoşgörüsüzlük” ve “yargıyı baskı aracı olarak kullanmakla” suçladı. Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde yapılan açıklama, Batman Bağımsız Gazeteciler Derneği (BAB-GED) Başkanı Veysi Demir tarafından okundu. Demir, Baro’nun bir yandan “Gazetecilik suç değildir” bildirilerine imza attığını, diğer yandan ise yerel basını “yargı sopasıyla” susturmaya çalıştığını ifade etti.
“HEM ŞİKAYET ETTİNİZ, HEM ÖZGÜRLÜK BİLDİRİSİ İMZALADINIZ”
Açıklamada, bir okulda verilen “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” seminerini eleştiren bir haber nedeniyle gazeteciler hakkında “halkı yanıltıcı bilgi yayma” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla savcılığa başvuran Baro’ya şu ifadelerle tepki gösterildi: “Yerel basını şikayet eden Batman Barosu, 2 gün sonra tutuklanan bir ulusal basın mensubu için ‘Gazetecilik suçu değildir’ bildirisine imza attı. Bu ne yaman çelişkidir? İstanbul’daki gazeteciyi savunuyorsunuz ama Batman’daki gazeteci sizi eleştirince hemen savcılığa koşuyorsunuz.”
“ÖZGÜRLÜK ANLAYIŞINIZ SADECE SİZE Mİ GEÇERLİ?”
Gazeteciler, Baro’nun basın özgürlüğü yaklaşımını “ideolojik körlük” olarak nitelendirerek şu soruları yöneltti: “Sizin hoşgörünüz sadece kendi ideolojinizi alkışlayanlara mı geçerli? Siz eleştirilmez bir yapı mısınız? Başkaları için talep ettiğiniz ifade özgürlüğünü Batman basını için suç sayamazsınız.”
“OKULLARDAN VE ÇOCUKLARIMIZDAN UZAK DURUN”
Tartışmanın odağındaki “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” seminerlerine de değinen Demir, bu tür eğitimlerin aile yapısına zarar verdiğini öne sürdü. Milli Eğitim Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı’nın aile hassasiyetine vurgu yapan Demir, Baro’ya “Bu eğitimleri evinizde verebilirsiniz ama çocuklarımızdan uzak durun” çağrısı yaptı.
Baro’ya Yöneltilen 4 Kritik Soru
Basın açıklamasında Batman Barosu Kadın Hakları Merkezi’ne şu sorular yöneltildi:
26 Kasım'da “Gazetecilik suç değildir” derken, iki gün önce yerel gazeteyi şikayet etmekten rahatsızlık duymadınız mı?
Yargının cezalandırma aracı olmasına karşı olduğunuzu söylüyorsunuz; peki bizi susturmak için yargıyı kullanan siz değil misiniz?
Sizin özgürlük anlayışınızda LGBT propagandası serbest ama “aileyi savunmak” suç mudur?
Savunduğunuz “sert eleştiri hakkı” sadece ulusal basına mı geçerli; yerel basın bu hukukun dışında mıdır?
Açıklama, “Halkımız, çocuklarımız ve ailelerimiz için her türlü bedeli ödemeye hazırız. Dün olduğu gibi bugün de yarın da manşetlerimizle doğruları haykırmaya devam edeceğiz” sözleriyle sona erdi.





