BATMAN’DA EVLİ KADINLAR NEDEN MUTSUZ?

Batman’da akşam saatleri. Evlerin ışıkları yanıyor ama birçok evde bir eksik var: baba.

Çünkü evli erkeklerin neredeyse yüzde sekseni, akşam vaktini eşi ve çocuklarıyla geçirmek yerine arkadaşlarıyla kahvede geçirmeyi tercih ediyor.

“101 okeye dördüncü lazım” telefonu çalar çalmaz, yemek daha yeni yenmişken erkek kendini dışarı atıyor. Kahve, çay, sigara dumanı. Saatler ilerliyor, evde bekleyen bir eş ve babasının yolunu gözleyen çocuklar ise sessizce zamanın geçmesini izliyor.

Bu tablo karşısında kadınların şikâyetçi olması haksızlık mı?

Bence değil.

Her akşam üstüne sinmiş kahve ve sigara kokusuyla eve gelen bir eşle aynı evi paylaşmak kolay değil. Aile dediğimiz şey sadece aynı çatıyı paylaşmak değildir; birlikte vakit geçirmek, konuşmak, gülmek, dertleşmektir.

Evin reisi olmak, sadece geçimi sağlamakla bitmiyor. Ailenin çınarı olmak, eşine ve çocuklarına zaman ayırmakla mümkün. Oysa Batman’da erkeklerin bir kısmı gündüz işte değilse çay ocağında, akşam işten çıkınca okey salonunda.

Sormak lazım:

Evde öcü mü var?

Evde, ömür boyu “hastalıkta sağlıkta” yanında duracak bir eş var.

Babalarının sevgisine ve güvenine ihtiyaç duyan çocuklar var.

İlla dışarı çıkılacaksa, araç kapıda… Ailece parka gitmek, bahçede dolaşmak, dışarıda güzel bir yemek yemek varken neden kahve köşeleri?

Ama maalesef Batman’daki evli kadınlar bu konuda mutsuz. “Eşlerimiz evde kalmıyor, ailece çok az vakit geçiriyoruz” diye yakınıyorlar.

Haklılar mı?

Evet, sonuna kadar haklılar.

Kadını eve koyup “ben arkadaşlarımla takılırım” demek, aile reisliği değildir. Evlilik sorumluluk ister. Evli erkeklerin yeri her akşam kahve köşeleri değil, evidir; eşinin ve çocuklarının yanıdır.

Allah’tan örf, adet ve geleneklerimiz var da kadınlar sabrediyor. Batı’da bu durum boşanma sebebi. Sonra nafaka, tazminat derken “okeyci arkadaşlar” şaşkın şaşkın ortada kalıyor.

Sözün özü:

Batman erkekleri, evinize dönün.

Ailenize vakit ayırın ki gerçekten evin reisi olun.

Benden söylemesi…

Hoşça kalın.