“Beni yak, kendini yak, herkesi yak…” Sezen Aksu’nun dizeleri kulaklarımda çınlarken, çevremde olup biteni düşündükçe aynı nakaratı kendi kendime tekrar ediyorum. Dışarıdan bakınca en onurlu, en milliyetçi insanlar bizmişiz gibi davrananlar; her Cuma “Hayırlı cumalar” mesajını eksik etmeyenler. Taziye varsa ilk sırada onlar. Ama peki ya gerçekte durum ne? Batman’ı gerçekten seven, gençliğini, vatandaşını, ekonomisini düşünen kaç kişi var?
Etrafımıza bakınca üzülerek görüyorum ki; bazı isimlerin “Batman batmış, çıkmış” dedirten bir kötü şöhreti olmuş ama kimsenin umurunda değil. İnsanlar dert edinmiyor, sorgulamıyor; övünülecek bir şeymiş gibi sahip çıkıyorlar. Oysa mesele övünmek değil, hesabını sormak: Bu şöhret nasıl oluştu, kimler kimlerle ortaklık yapıyor, kimlerle dostluk kuruyor, kimlerin işiyle ticaretiyle ilişkisi var?
Benim naçizane tavsiyem: Birçok kişi kendisini bir ilişki kurmadan önce o kişinin özgeçmişine, siciline bir göz atsın. Adliyenin kapısından geçip birkaç gün etrafı gözlemleyin; mahkeme koridorlarında kimlerin gelip geçtiğini görün. Oturduğunuz yerden “Allah Allah” diyeceksiniz — ama sakın “Ne işin var?” diye sormayın; büyük ihtimal “dava için geldim, bir arkadaş için şahitliğe geldim” diyecekler. Peki gerçekten sadece bir şahitlik olmak zorunda mı? Yoksa o kişiler aynı zamanda toplum için tehlike oluşturan suçlara mı karışmışlar?
Bir keresinde bir gardiyanla yolculuk ettim. Batman’ı savunduğumu görünce bana baktı ve söyledi: “Burada cezaevinde yatacak yer yok neredeyse; çoğu uyuşturucu satıcısı, gaspçı, hırsız, cinayet işlemeye karışmış kişiler. Her gün sayı artıyor.” Bu sözler yüzümü kızarttı; bir Batmanlı olarak utandım. Eskiden cezaevine düşenler daha çok kan davası ya da ağır suçtan hüküm yiyenlerdi; biz onlara kader mahkûmları derdik. Şimdi ise yüz kızartıcı, toplumu derinden sarsan suçlardan dolayı içeri girenler çoğaldı. Bu tablo hepimizi, toplum olarak bizi derinden yaralıyor.
Sezen Aksu’nun sözleriyle bitireyim: “Beni yak, kendini yak, herkesi yak…” Sonra çıkıp meydanda “Ben de Batmanlıyım” diye konuşmak kolay. Kardeşim, memleketimizi bu tür suçlarla karalaman — mümkünse bu tür işlere hiç bulaşma. Ne kötü bir şöhrete, ne de senin bu tarzına ihtiyacımız var. Bizi kendi halimize bırak; eğer bu işlerden çekilemiyorsan, git kendine başka bir yaşam alanı seç, bize uzak ol, Allah’a yakın ol.
Hoşça kalın.