BENİM ÇOCUĞUM NEDEN AKRANLARINDAN FARKLI DAVRANIYOR?

Aynı yaş gurubundaki çocukların birbirlerine benzer davranışlarının yanında birbirinden farklı davranışları da olabilir. Çocukların bu davranışları çoğu zaman ebeveynler arasında konuşulur. Ebeveynler aynı yaş gurubunda olan çocukların davranışlarının benzerlik göstermesi gerektiğini düşünürler. Bu durum çocukların sosyal ya da psikomotor becerileri için de geçerlidir. Ebeveynler aynı yaş gurubundaki çocukların beceri yönünden de paralellik göstermesini beklerler. Ebeveynlerin bu beklentisi neden karşılanmaz?

 

Çocukların gelişim özelikleri düşünüldüğünde gelişimin belli bir düzen içinde olduğu görülür. Bu düzen evrensel olmakla birlikte çocukların gelişim dönemini yasadıkları zaman farklılık gösterebilir. Bu zamanın farklılık göstermesinde çocuğun ailesi, akrabaları, arkadaşları ve hatta çocuk sıklıkla görüyorsa komşular ve anne-babasının arkadaş çevresi dahi etkilidir. Çocukların davranışlarındaki önemli etkenlerden biri de çocuğun attığı adımlarda destekleyici unsur olarak görev alınması ve çocuğun attığı adımlar için cesaretlendirici konuşmalar yapılmasıdır. Cesaretlendirici konuşmalar çocuğun kendine güvenen bir birey olmasına kapı açtığı için çocukların davranışlarını cesaretlendirilmeyen akranlarından farklı kılar. Çocuk attığı adımlarda cesaretlendiriliyorsa kendine güvenen bir yetişkin olmasının ilk adımı atılıyor demektir. Çocuğun kendini gerçekleştirmesi de kendine güvenen bir birey olması ile ilişkilidir. Çocuk “Ben bu işi yapabilirim.” düşüncesiyle hareket ediyorsa kendine inanarak çalıştığı için yaptığı işlerde daha başarılı olur. Çocuktaki ben başarabilirim hissi çocuğun sosyal ilişkilerine de yansır. Bu nedenledir ki çocukla  konuşurken çocuğun şevkini kıracak şekilde konuşulmamalıdır. Bunlarla birlikte çocuğa bakım veren büyüğünün çocuğa ayırdığı zamanın önemi de yadsınamaz. Çocuk ile geçirilen kaliteli zaman çocuğun gelişimini her açıdan etkiler. Çocukla kaliteli zaman geçirmek dediğimizde çocuğu parka, alış veriş merkezine götürmek ya da çocukla oyun oynamak anlaşılmamalı. Çocuğu kendi yaptığınız işlere katmanız da çocukla kaliteli zaman geçirmenizi sağlayabilir. Yemek yaparken yemeğin tuzunu çocuğunuza attırmak, salatayı karıştırmasına izin vermek, masayı hazırlarken çocuğun yaşına uygun olarak tabak, çatal-kaşık, bardakları taşıması ya da masadaki tabakların yanına peçeteleri dizmesi çocuğu kendi yaptığınız işlerin içine katmaya örnek verilebilir.

Davranışları oluşturan diğer bir unsurun da  çocuğun kendine özgü yapısı ve karakteri olduğu  unutulmamalıdır. Çocuğun doğuştan getirdiği bir karakteri vardır. Bu karakterin içi çocuk dünyaya geldikten sonra ailenin, çevreninin, okulun ve arkadaşların etkisiyle dolup çocuğun kişiliğini ortaya çıkartır. Çocuğun kişiliği doğduğu andan itibaren şekillenmeye başlar ve çocuğun kişiliğinin güçlü olmasında ailesinin çocuğun davranışlarına verdiği tepkiler, çocuğa konuşma hakkının verilip verilmemesi, çocuğun seçim hakkının olup olmaması gibi birçok etken vardır.

Yukarıda anlattığımız etkenler ile birlikte her çocuğun kendine özgü ve biricik olması da çocuğun akranlarından farklı davranmasında etkendir. Çocukları akranlarıyla kıyaslarken her çocuğun kendi içinde farklı renkler barındırdığını göz ardı etmemeliyiz.