Kur'an Nesli Platformunun 'Namaz Çalıştayı' programında konuşan İlahiyatçı-Yazar Mehmet Göktaş, bir insanın namazdan daha erdemli bir davranışının olamayacağına vurgu yaptı. Kur'an Nesli Platformu Batman Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen “Namaz Çalıştayı” ikinci oturumun son konuşmacısıyla devam etti. Moderatörlüğünü Ömer Nasıroğlu'nun yaptığı günün ikinci ve son oturumunda üçüncü konuşmacı olarak söz alan İlahiyatçı-Yazar Mehmet Göktaş, “Tadili Erkan İle Namaz Nasıl Olmalı” konulu bir konuşma yaptı. Konuşmasında namazın diğer amellerden farkının olduğuna belirten Göktaş, "Çünkü öteki farzların şartları vardır. Mesela hacca gitmek için zengin olmak, oruç tutmak yılda bir aydır eğer hastaysan tutmayabiliyorsun. Zekât, paran varsa verirsin, üstelik o paran belli bir miktarda olması ve üzerinden bir yıl geçmesi lazım ama savaşta bile olunsa namaz kılınacaktır. Namaz kılmamak için ya ölü olacaksınız ya da deli olacaksınız. Başka da bir bahanesi yoktur." dedi.

"BİZ BU DÜNYAYA NAMAZ KILMAK İÇİN GELDİK"

Hem A'raf hem Şu'ara ve hem de Hud suresinde Peygamberlerin tevhid mücadelelerinin anlatıldığına dikkat çeken Göktaş, şunları söyledi: "Orada bütün Peygamberler şu kelimeyi tekrar ederler; 'Ey kavmim kendisinden başka ilahınız olmayan Allah'a ibadet edin.' Yani bütün peygamberler insanları Allah'a ibadet etmeye çağırmışlardır. İbadet bir fiildir, bir bilgi birikimi değildir. Bu fiilin büyük kısmı da namazdır. Biz bu dünyaya namaz kılmak için geldik ve öteki farzlar arkasından geliyor."

"EĞER NAMAZI SEVERSEK, PROBLEMLERİN BÜYÜK BİR KISMI HAL OLUR"

Namazın rükünlerinin olduğunu ve o rükünlerin hakkını vermek gerektiğini dile getiren Göktaş, "Dikkat edin rükünlerde Allah'ın hakkını Allah'a veriyoruz. Tadili erkân derken Allah'a layık olanları Allah'a sunmak demektir. Allah bize 'insanlardan korkmayın, benden korkun' diyor. Namazlarımızı korku üzerine değil hem muhabbet hem korku hem de tanzim üzerine kılıp ne yaptığımıza bakalım. Namaz rükünlerinin hakkını verelim, eğer namaz rükünlerinin hakkını verirsek namazı severiz. Eğer biz namazı sevme seviyesine gelirsek, problemlerin büyük bir kısmı hal olacaktır. Namazı sevebilmek bir makamdır. Bu makama erebilmek için de rükünlerin hakkını vermeliyiz." diye konuştu.