Son dönemde artırılan vergiler, harçlar, trafik cezaları ve hatta aile hekimlerinden alınan sağlık raporlarındaki ücretler... Tüm bunlar, aslında bireysel zenginliğin ta kendisi. Ne yazık ki, görgüsüzlük de bu durumla birlikte çığırından çıkmış durumda.
Gelin, bu durumu Batman örneği üzerinden irdeleyelim.
Batman'da kırktan fazla düğün salonu var ve hepsi de dolu. Evlenen evlenene! Yollardaki araçlarımızın çoğu üst segment, lüks markalar. Apartmanlar, özel villalar, rezidanslar... Lüks restoranlarda yer bulmak neredeyse imkansız. Batman gibi bir şehirde 300'e yakın kuyumcu ve pırlantacı, altı oto galeri sitesi, iki büyük AVM bulunuyor. Elimizdeki telefonların çoğu iPhone, banka hesapları ise maşallah dolu!
Peki, bu bireysel zenginliği devletin görmediğini mi sanıyorsunuz?
Elbette ki hayır. Tüm bu veriler, ilgili makamlar tarafından derleniyor, toplanıyor ve rapor ediliyor. Vergi yağmuru da buna göre geliyor, emin olun. Dar gelirli vatandaşın ne malı ne mülkü var, doğru. Ancak "kurunun yanında yaş da yanar" diye bir atasözümüz var, unutmayalım.
Son altı ayda Batman'da tapuda 600 arsa ve daire satışı yapılmış. Aynı dönemde noterlerde 1.200 araç satışı gerçekleşmiş. Yaklaşık 200 yeni iş yeri ruhsat almış ve belediyeye yeni apartmanlar için başvurular yapılmış. Tüm bunlardan devletin haberi olmadığını mı düşünüyorsunuz?
İşte bu kişisel zenginlikler, aslında toplumun, yani Batman'ın bir aynasıdır.
Şehircilik Bakanı Batman'a geldiğinde onu Mercedes ile karşılayıp en lüks caddelerden geçirir, en lüks rezidansta ağırlar ve en lüks lokantada yemek yedirirseniz, bakan raporuna "Batman'ın bir şeye ihtiyacı yok" diye yazar. Ulaştırma Bakanı'nı Audi ile karşılayıp lüks caddelerden geçirir, lüks lokantalarda ağırlarsanız, raporunda "Batman'ın tüm caddeleri geniş ve asfalt, yeni yollara ihtiyacı yok" der. Tarım ve Orman Müdürü'nü BMW ile karşılayıp, üzerinizde çiftçilik kıyafeti, altınızda traktörünüz yoksa, raporunda "Batman'da çiftçi yok, ağa var" yazar.
Sonra istediğiniz kadar gazetelere demeç verip yol, su, elektrik istediğinizi ya da çiftçilere destek talep ettiğinizi söyleyin. Size soracakları tek soru "Hangi yol? Hangi eski bina? Hangi çiftçi?" olacaktır.
Ne yazık ki, bireysel zenginlik bir toplumu bozabilir. "Bir yer bir bakar, kıyamet bundan kopar" anonim atasözümüzü hatırlayalım. Bir şeyler yaparken, bu siyasette de olsa iyi niyetli de olsa, doğrusunu yapmalıyız. Bunun için kendimizi geliştirmeli, bilmiyorsak örnek almalıyız. Neyi nereye istediğimizi, devlet büyüklerine yerinde ve doğru bir şekilde belirtmeliyiz.
Bireysel zenginliğe hayır, toplumsal maddi ve manevi zenginlik önemlidir. Mevlana'nın dediği gibi: "Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün."
Hoşçakalın.