DIŞ GÖRÜNÜM MÜ, KARAKTER Mİ?

Uzmanların yaptığı ilginç bir araştırma, toplumdaki ilişki algısına dair çarpıcı bir gerçeği gözler önüne seriyor. Katılımcılara basit ama aslında oldukça derin bir soru yöneltilmiş: “İlk görüşte sizin için hangisi daha önemli; dış görünüş mü, karakter mi?”

Erkeklerin %60’ı dış görünüşü tercih ederken, kadınların %68’i karakteri öne çıkarmış.

Bu sonuçlara baktığınızda, erkeklerin kadınlarda pek de karakter aramadığını, daha çok görselliğe yöneldiğini söylemek mümkün. Kadınlarda ise durum neredeyse tam tersi; çoğunluk karaktere önem verdiğini ifade ediyor. Peki gerçek hayatta böyle mi?

Ben kendi adıma konuşacak olursam; gençlik yıllarımda belki çoğu erkek gibi görünüşe daha fazla dikkat ederdim. Fakat yaşın ve tecrübenin getirdiği değerlendirme ölçütleriyle bugün aynı soruya “karakter” cevabını veririm. Çünkü insanın yanında ömür sürdüğü şey yüz değil, huydur.

Belki de uzmanların yaptığı bu araştırma, günümüzde sıkça yaşanan izdivaçların neden kısa sürdüğüne dair ipuçları veriyor. Demek ki erkekler eş seçiminde karakter analizini ya hiç yapmıyor ya da arka plana atıyorlar. Evlilik başladıktan sonra karakter ön plana çıkınca ilişkilerin sallanması da kaçınılmaz oluyor.

Kadınlara gelince… Her ne kadar %68'i karakteri seçtiğini söylese de, son yıllarda artan boşanma rakamları kadınların da bu analizde çok başarılı olmadığını düşündürüyor. Çünkü seçilen karakter doğru olsaydı, bu kadar çok ayrılık da olmazdı, aile içi huzursuzluk da.

Buradan şu sonuç çıkıyor: Ne kadınlar ne de erkekler araştırmacılara tam anlamıyla gerçeği söylememiş olabilir.

Eğer herkes söylediği kadar duyarlı, seçici ve tutarlı olsaydı, boşanma oranları düşer, aile içi şiddet azalır, toplumdaki çatlaklar biraz olsun kapanırdı.

Tam da bu noktada aklıma bir türkü geliyor:

“Sağım yalan, solum yalan…”

Ne yazık ki toplum olarak iki yakamız bir araya gelmiyor; çünkü kimse gerçekleri tam konuşmuyor, kimse doğru olana tam uymuyor. Hep bir yanımız eksik, hep bir tarafımız eğri… Toplum olarak tam olamıyoruz.

Yine de umudumuzu kaybetmeyelim. Belki de önce kendimizden başlayarak doğru değerlendirmeyi, doğru seçmeyi ve doğru yaşamayı öğrenebiliriz.

Hepinize teşekkür ederim, hoşça kalın.