GÜNCEL

Dr. Kuruçay: HÜDA PAR'ın kanun teklifi devletin dini değerleri koruma görevini hatırlatıyor

Aile Akademisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Yasin Kuruçay, HÜDA PAR’ın Meclis’e sunduğu kanun teklifinin, devletin dini ve manevi değerleri koruma görevini yeniden hatırlattığını vurguladı. Kuruçay, bu teklifin, toplumun manevi hassasiyetlerine yönelik artan saldırılara karşı önemli ve gerekli bir adım olduğunu belirtti.

Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan ülkemizde İslam’a ve mukaddesatlarına yönelik saldırılara karşı etkili ve caydırıcı bir ceza bulunmuyor. Bunu fırsat bilen kendini bilmezler her fırsatta İslam’a saldırıyor. HÜDA PAR, dini ve manevi değerlere hakarete daha caydırıcı cezalar verilmesi ve Türk Ceza Kanunu’na "Dini değerlere hakaret" başlıklı müstakil bir madde eklenmesi için Meclis’e kanun teklifi sundu.

Aile Akademisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Yasin Kuruçay, özgürlük kisvesi altında dini ve ahlaki değerlere yönelik saldırıların yaygınlaştığını belirterek, bu değerleri korumaya yönelik yasal düzenlemelerin artık kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Kuruçay, HÜDA PAR’ın kanun teklifini olumlu bulduğunu belirterek “Bazıları hakareti ve kutsallara saldırıyı özgürlük zannediyor; kimisi cahil, kimisi ise art niyetli." dedi.

"HÜDA PAR'ın söz konusu kanun teklifi son derece yerinde"

Bir toplumun, kendini var eden değerleriyle ayakta kaldığını  vurgulayan Kuruçay "Toplumu var eden değerler, bir duvarın kolonlarına benzer. Herhangi bir toplum, bir şekilde devam etmek, gelenekten geleceğe köklü bir yapı inşa etmek, nesillerini iyi bir noktaya ulaştırmak istiyorsa mutlaka birtakım temel değerlere sahip çıkmak zorundadır. HÜDA PAR'ın söz konusu kanun teklifini son derece yerinde ve olumlu bulduğumu ifade etmek isterim. Çünkü bu ülkede sövmeyi, hakaret etmeyi, aşağılamayı, tahrif etmeyi ve tahfif etmeyi özgürlük kavramı olarak tanımlayan bir kesim var. Bu kesimin bir kısmı cahil, bir kısmı da gerçekte art niyetlidir" dedi.

"Türk Ceza Kanunu’nda dini değerlerin korunmasına yönelik düzenleme gerekiyor"

Kuruçay "Bugün özgürlük, insani erdemleri, iyilikleri, güzellikleri yükseltmenin ve yüceltmenin aracı olarak değil; aşağılık davranışları, fıtri ve doğal olmayan özellikleri yaygınlaştırmanın ve kötülüğün bir aracı olarak araçsallaşmaktadır. Biz buna karşıyız. Bu noktada, dini değerlerin korunmasına yönelik Türk Ceza Kanunu'na dini değerlerin korunmasıyla ilgili birtakım koruyucu ve önleyici tedbirlerin getirilmesi son derece yerinde olacaktır" diye belirtti.

"Devletin görevi, vatandaşların manevi ve duygusal sağlığını korumaktır"

Son leman dergisi tartışmalarıyla açığa çıktığı şekilde gördük ki bir kesim, toplumun hassasiyetlerini tümüyle göz ardı ederek bu hassasiyetler yokmuş gibi davrandığını belirten Kuruçay " Bir kesim de bu hassasiyetlere saldırmayı, yok etmeyi ve birtakım davranışlarda bulunmayı özgürlük olarak görüyor. Devletin temel görevlerinden biri, neslin ve vatandaşlarının değerlerini; akıl, duygu ve vicdan sağlıklarını korumaktır." ifadelerini kullandı.

"Sosyal medyada dini değerlere ağır hakaretler artıyor"           

Sosyal medyada bir takım deist, ateist grupların olduğunu ifade eden Kuruçay sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu grup, her gün ağza alınmayacak şekilde peygamberimize, inancımıza ve kutsallarımıza yönelik ağır hakaretler yapıyor. Bunlara makul cevaplar verildiğinde de son derece uygunsuz, argo, kaba ve küfürlü ifadelerle karşılık veriliyor. Leman dergisi olayı, bir anlamda bu durumun toplumsallaşmasına vesile oldu. Bu tür önlemlerin alınmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Toplumun dini, ahlaki ve yerli değerlerini korumak için tüm bakanlıkların ortak çalışmasıyla yapısal önlemlerin alınmasını son derece gerekli görüyorum" diye konuştu.