Sabah uyandığımızda baktığımız ilk şey olarak haber sayfalarına bakmak.
Ekonomi, magazin ve siyaset…
İç açıcı hiçbir şey yok.
Son günlerde ekonominin bilinçsiz bir şekilde dalgalanışı .
Sanatçıların nerede ve ne zaman ne yaptığı ki; tek sorunumuz sanat.
Hayatını merak etmek miş gibi ve meclisin son zamanlarda kafa karıştırıcı görüşleri gündemi alıp gidiyor.
Bugün ki ne olacaklar başka olacaklara gebeyken, başka bir haberle kalkıyoruz.
Sürprizin bu kadarı deyip yaşanan herşeye.
Sil baştan sindirmeye çalışıyoruz.
Ve aklımızda cevapsız sorular
“ŞİMDİ NE OLACAK”… Sorusu alıp başını giderken, bütün cevaplar bile soru olarak karşımıza çıkıyor.
Sorunun soruyla cevaplanması ilk defa bu ülkede görülüyor.
Ve görülmeye de devam edecek gibi…
BİRAZ HUZUR
Ne de çok ihtiyacımız var bu aralar huzura…
Sırtımızı yaslayacak bir ağaca, hafif tene değen rüzgâr ve kuşların özgürce uçtuğu bir alana.
Bir bardak kahve; bir de JOJO MOYES’in “SENDEN ÖNCE BEN“ kitabı…
Artık hazırım.
Herhangi bir günün herhangi bir saatinde bir elimde kahvem, diğerinde kitabım ve bir sessizlik alıp gidiyor.
Saatler geçtikçe unutuveriyorum günü, yaşanan bunca haksızlığı ve son zamanlarda insanlığın ve maneviyatın yok oluşunu izliyorum sessizce…
Umuda dair ne var diye düşünürken gözüm takılıveriyor oyun parkına… Kendinden geçmiş, oyunun tadını çıkaran çocuklar ve masumiyetleri umut oluyor bir an.
Çocuk oluveriyorum yaşanmamış bütün çocukluk umutlarına…
Esen kalınız...