İnsan iradesi güçlü olmanın yollarını her zaman bulma şansına sahiptir. Güçlü olmanın yolu bilgi sahibi olmak ve sorumluluk almak ile direkt alakalı olduğundan dolayı insan için yapılması gereken ilk şey hayatı olduğu gibi kabullenmek olmalıdır.
Hayatı olduğu gibi kabullenmek ve var olma bilincini canlı tutmak sayesinde insanların yaşam mücadelesi savaşçı bir ruha dönüşür.
Çünkü önemli olan var olma adına insanın hem toplumsal bir kişilik yapısına kavuşması hem de bireysel manada iç dünyası ve ruhsal dengesi itibariyle psikolojik güç sermayesine kavuşmasıdır.
İnsanın savaşçı ruhu her zaman için yaşam mücadelesinin ana aktörü olmuştur. Bilinç ve sorumluluk edinmesiyle yaşama olan inançlarını güçlü tutması sayesinde bu ruh gücü sabır ve güvenin ana harçları olmakta.
Sabır ve zaman sığınağının sağladığı fayda acıların ve yaşanan tüm olumsuzlukların silinmesinde en önemli basamaklar olmakta. Sabır denen dayanma gücü ve yaşanan olayların sıcak saatlerinin verdiği acıların zamana yayılmasıyla, insanların unutmaya yönelik çabalarıyla acılar ve hüzünler sonlanmaya başlar.
Duyguları kontrol etmek zordur. Duygular sayesinde insanoğlu acıyı, sevinci, zevki, samimiyeti, huzuru, hüznü, mutluluğu, hırsları, nefreti, arzuları, ıstırabı, sevgiyi, merhameti, gururu, korkuyu, hayalleri, erdemi ve günah ile haramı reddetme isteğini yaşama şansına sahiptir.
Her türlü heyecan ve yaşama dair bağlılık hisleri duygu dünyasının insana hayat karşısında anlam veren altyapıların birer parçasıdır. Bu yüzden duygular acı da yaşatır mutluluk yaşatma ihtimaline de sahiptir.
Duyguların nasıl kullanıldığı veya kontrol edilebildiği önemlidir. İnsanın iradesi yoluyla duyguları ve düşünceleri disiplin etme becerisi sayesinde acıların veya mutlulukların adı konmakta.
Acılar insan hayatında daha fazla yer edinmekte. Çünkü insanlar kendi kendine acı üretme konusunda çok becerikli. Genel bir hata olarak acıyı hayatında mutluluktan daha çok ön planda tutan insan, mutsuz olmayı başarırken, sabır ve zamana yayma becerisini göstermeden hayatında huzursuz anları yaşama ihtimalini yükseltme derdine düşebilmekte.
Yaşam alanlarında krizler ve bunalımların yanı sıra sıkıntı ve eksiklikler her an için karşımızda bir sorun olarak dururken, çözüm noktasında sabır gösterme eğilimi göstermemek çözümsüzlüğü önümüze koymakta.
Yaşanan acıları ve karşımıza çıkan sıkıntıları unutmak amacıyla sabır gösterecek düşüncelere yönelmek ve zamanı kendi değerinde yaşayarak hayatımızda başka şeylerin de olduğunu ön plana çıkarmak gerekiyor.
Acıların ve sıkıntıların yanı sıra hayatımızda başka insanlar, ortamlar, mekânlar ve yaşanılası olaylar var. Birine takılıp kalmak ve hayatı sadece bir olaya indirgeyerek huzursuzluk ve mutsuzluk nedenleri yaratmak insan adına gereksiz bir uğraş alanıdır.
Üzüntüler ve acıların verdiği kırgınlıklar ve küskünlükler unutulmalı, başka uğraş alanları olarak yaşamımızı değerli kılan insanlar ve ortamlar için girişimlerde bulunulmalıdır.
Kullanılacak en önemli silahımız sabır ve zaman olurken, olaylara ve bunalımlara karşı mücadele etme iradesinin güçlü olması için akıl, dayanışma, birliktelik ruhu, merhamet gücümüz gibi bireysel sermayelerimizi canlı tutmalıyız.