Rehabilitasyon Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte İstek, engellilik kavramına dair dikkat çeken bir konuşma yaptı.
"Her birimizin aslında farklı bir rengi, farklı bir şekli var. Bazımız bunu dışarıdan görebiliyoruz ama bazımız da göremiyoruz. Belki elimiz, kolumuz yok; ancak iç dünyamızda yaşadıklarımız çok daha fazla.” diyen İstek, “Eğer bir insanın merhameti yoksa emin olun ki vücudu tam olsa da fark etmez.” sözleriyle dinleyicilerin yüreğine dokundu. İstek, konuşmasında merhamet ve insaf duygusunun insan olmanın özü olduğunu vurguladı.
"Yürekleri engelli olmasın”
“Bir insanın merhametle birlikte insafı yoksa bir eli ya da kolu olsa da fark etmez. Biz bunun en güzel örneğini Hazreti- Peygamber’de görüyoruz.” diyen İstek, Hazret-i Peygamber’in sahabesi Zahir’le yaşadığı ibretlik bir olayı anlatarak şu ifadeleri kullandı: “Hazreti Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir defasında fiziki engelleri olan ve çölde yaşayan Zahir adında bir gençle ilgili şöyle bir olay yaşamış. Zahir her şehre indiğinde, Hazret-i Peygamber ona sımsıkı sarılırmış ve ‘Benim bir kölem var, onu kim satın almak ister?’ dermiş. Sahabe, ‘Ya Resûlallah, bu köle beş para etmez, dışı da güzel değil. Buna kim para versin?’ dediklerinde, Hazret-i Peygamber şöyle buyurmuş: ‘Zahir’in Allah katındaki ve Resûlü katındaki değerini bir bilseniz...’”
Bu kıssadan çıkarılacak dersin bugünün insanı için büyük bir anlam taşıdığını belirten İstek, şöyle devam etti: “Bu ne demek biliyor musunuz? Evet, engelli çocuklarımız var; ama yürekleri engelli olmasın. Ailelerin işi zor, ama emin olun ki ahirette kazanacağınız mükâfat o kadar fazla ki... Bakın Allah-u Teala diyor ki: ‘Köre engel yoktur, güçlük yoktur.’ Engelliye güçlük yoktur. Ve Allah Resûlü bunu açık ve net olarak söylemiştir.”
“Yükünüz ağır, ama biz de sizinle birlikteyiz”
Konuşmasının devamında ailelere seslenen İstek, onların yaşadığı duygusal ve fiziksel yükün farkında olduklarını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Evet, bugün belki biz tamız; ama vicdani olarak eksiklerimizi size gösteremiyoruz. O nedenle sevgili aileler, yükünüz ağır biliyoruz, kolay değil. Ancak biz bugün buraya yükünüzü paylaşmaya geldik. Sizinle birlikte neşelenmeye, ‘üzülmeyin, endişelenmeyin, biz de varız.’ demeye geldik. Ve inşallah bundan sonra kurumunuzla olan ilişkilerimiz devam edecek. Elimizden geldiğince ister çocuğunuzun elinden, ister sizin elinizden ne kadar tutabilirsek tutacağız. Ve biliyoruz ki tüm ümmet olarak, tüm Müslümanlar olarak nasıl bugün el ele, kol kola tutuşuyorsak; ahirette de böyle el ele, kol kola tutuşacağız. Ve Efendimiz Muhammed Mustafa’nın yanına işte böyle gideceğiz.”
“Üzülmeyin, gevşemeyin inanıyorsanız Allah sizinle”
Hazret-i Peygamber’in sözleriyle ailelere umut veren İstek, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “O yüzden Hazret-i Peygamber’in söylediği bir sözü daha hatırlatmak istiyorum: ‘Üzülmeyin, gevşemeyin.’ Bu söz yalnızca birimize değil, hepimizedir. Evet, derdinizi anlıyoruz ama üzülmeyin, gevşemeyin. İnanıyorsanız Allah size bunun sevabını katbekat verecektir. O yüzden her birinize çok teşekkür ediyorum. Bu yükü yüklendiğiniz için, evlatlarınıza iyi bir anne, iyi bir baba olduğunuz için, bu çocuklara sevgiyle yaklaştığınız için her birinize, üniversitemiz adına ve bugün burada sevgili kızlarımızın mensup olduğu Bacıyan-ı Anadolu Topluluğu adına çok teşekkür ediyorum.”
“Kardeşlik adına yola çıktık”
Siirt Üniversitesi Bacıyan-ı Anadolu Topluluğu Başkan Yardımcısı ve İlahiyat Fakültesi öğrencisi Sema Yıldırım ise etkinliğin anlamını şu sözlerle anlattı: “İlahiyat Fakültesinde okuyorum. Bugün Hazret-i Peygamber’in bize önerdiği kardeşlik anlayışıyla Rehabilitasyon Merkezi’ne geldik. Arkadaşlarımızla birlikte hediyeleşmenin mutluluğunu yaşadık. Onların yüzündeki gülümseme her şeye değer. Dinimiz engellilere büyük önem veriyor. Aileleri en azından bilinçlendirmek amacıyla biz de bir adım atmak istedik. Onları mutlu etmek ve yanlarında olduğumuzu hissettirmek için buradayız. Umarım başarılı olmuşuzdur.”
“Onları dışlamayalım, onlarla birlikte daha güzel bir hayat kuralım”
Etkinliğe ev sahipliği yapan kurum psikoloğu Deniz Öztanık, özel gereksinimli bireylerin ve ailelerinin toplum tarafından dışlanmaması gerektiğini vurguladı: “Bugün Bacıyan-ı Anadolu ekibiyle birlikte güzel bir etkinlik gerçekleştirdik. Onlara ev sahipliği yaptığımız için çok mutluyuz. Aileler, özel gereksinimli çocuklara sahip oldukları için bazen toplum tarafından dışlanabiliyorlar. Mesela, parka gittiğinizde tekerlekli sandalyede bir çocuk gördüğünüzde ona acıyarak baktığınızda; o zaman aile de kendini dışlanmış, ötekileştirilmiş hissediyor. Bu durumda çocuklar da bizim bir parçamız olduklarını hissedemiyor. Onları kabullenip onlarla birlikte hayatımıza devam ettiğimizde hem ailelerimiz hem toplumumuz çok daha mutlu olur. Onları dışlamayalım, onlarla beraber daha güzel bir hayat sürelim.”
“Vicdani engelleri aşalım”
Etkinlik, öğrenciler ile rehabilitasyon merkezi sakinlerinin karşılıklı hediyeleşmesi ve duygusal anların yaşandığı programla sona erdi. Katılımcıların paylaştığı bu anlamlı buluşmada, “engellilik” kavramının fiziksel değil, vicdani bir mesele olduğuna dair güçlü bir mesaj verildi.