DÜNYA

Göktaşı madenciliğinde yeni sayfa: 2028 hedefi 100 tonluk göktaşını yakalamak

Göktaşlarının hem değerli hem de yaygın metaller bakımından zengin olduğu bilinse de, bu cisimlere ulaşmanın zorlukları nedeniyle madencilik faaliyetleri uzun yıllardır teori düzeyinde kalmıştı.

Ancak birkaç girişim, göktaşı madenciliğinin yeryüzünde tükenen kaynaklara ve çevresel tahribata alternatif olabileceğini savunarak yarışa çoktan başladı.

Bu alanda çalışan şirketlerden biri, Kaliforniya merkezli TransAstra. Şirket, küçük taşlardan ev büyüklüğündeki kayalara kadar çeşitli cisimleri yakalamak için tasarlanmış, şişirilebilir bir “Capture Bag” (Yakalama Torbası) geliştirdi. Bu torbanın ayrıca uzay çöplerinin temizlenmesinde de kullanılabileceği belirtiliyor.

TransAstra’nın kurucusu ve havacılık mühendisi Joel Sercel, göktaşı madenciliğinin son derece riskli ve çok aşamalı bir süreç olduğunu belirterek “Madenciliği başarabilmek için tespit, yakalama, taşıma ve işleme olmak üzere dört sorunu çözmeniz gerekiyor.” dedi. Sercel, şirketin bu dört alanda da teknoloji geliştirdiğini ve şu ana kadar 21 patente sahip olduklarını söyledi.

TransAstra, Ekim ayında Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) Capture Bag’in erken bir prototipini test etti. Şirket, NASA ve özel fonlarla desteklenen daha büyük ve daha işlevsel bir versiyon üzerinde çalışmaya başladı. Bugüne kadar şirket, özel sermayeden 12 milyon dolar, NASA ve ABD Uzay Kuvvetleri’nden ise 15 milyon dolar civarında destek aldı.

Göktaşı örnekleri toplamak zor ve pahalı bir süreç. Planetary Resources ve Deep Space Industries gibi iki girişim, sonuç elde edemeden kapandı. Bugüne kadar yalnızca ABD ve Japonya’nın yürüttüğü üç devlet görevi, göktaşı örneği getirmeyi başarabildi.

TransAstra, ABD ve Avustralya’daki üç gözlemevinde yaklaşık bir düzine teleskop kurdu; dördüncüsünün İspanya’da açılması planlanıyor. Sutter adı verilen bu teleskoplar, madenciliğe uygun göktaşlarını tespit etmek için kullanılıyor. Sercel, adın California’daki altına hücum dönemine gönderme yaptığını belirterek “Göktaşlarını aramak uzayın altına hücumu başlatacak.” dedi.

Bir göktaşı tespit edildiğinde şirket, Capture Bag ile onu yakalamayı planlıyor. Kevlar ve alüminyum gibi havacılık malzemelerinden üretilen torba altı farklı boyutta geliyor. En küçük model bir kahve fincanına sığacak kadar küçükken, en büyük model 10 bin tonluk, küçük bir bina boyutundaki bir göktaşını kapsayacak büyüklüğe ulaşabilecek.

ISS’de test edilen yaklaşık 1 metre çapındaki torbanın, tasarımdan uçuşa hazır hâle gelmesine kadar geçen 7 aylık süre uzay sektöründe benzersiz bir hız olarak niteleniyor.

TransAstra, NASA’nın sağladığı fonla 10 metrelik büyük torbayı üretmeye başladı. İlk etapta bu torba, yörüngede sorun oluşturan eski uyduları güvenli yörüngelere taşımak için kullanılacak. Sercel, torbanın daha sonra 100 tonluk göktaşlarını bile yakalayabileceğini söyledi.

Sercel’e göre göktaşından çıkarılacak malzemeyi Dünya’ya getirmek ekonomik değil. Amaç, uzayda ihtiyaç duyulan malzemeyi uzayda üretmek, böylece gelecekteki uzay altyapısını uzay ortamında inşa etmek.

Astroforge’un bu yıl başında fırlattığı “Odin” uzay sondası, özel bir şirketin göktaşına ulaşmayı hedeflediği ilk girişim oldu; ancak şirket cihazla iletişimi kaybetti. Uzay çöpü temizliği için robotik kollar, mıknatıslar ve zıpkınlar gibi birçok yöntem deneniyor. Capture Bag’in avantajı ise basit, ucuz ve çok yönlü olması.

Buffalo Üniversitesi’nden akademisyenler, torbanın farklı şekil ve boyuttaki nesneleri yakalayabilme özelliğinin hem göktaşı madenciliği hem de uzay çöpü temizliği için büyük avantaj sağladığını belirtti.

TransAstra, Dünya’ya yakın yörüngelerde yavaşça dolaşan ve madenciliğe uygun birçok küçük göktaşı tespit ettiğini söylüyor. Sercel’in hedefi, bunlardan ilkini 2028 yılında yakalamak “İlk göktaşını aldığımızda, bunun uzayda gerçek bir sanayi devrimi başlatacağına inanıyoruz.”