Güveni Yitirmek En Ağır Kayıp

Bir iş adamı bir sohbet sırasında şöyle demişti: “İnsanlara olan güvenimi yitirmek, yaşadığım en acı tecrübe oldu.”

Ne kadar tanıdık bir cümle, değil mi?

Güven duygusu... Hayatımızın en temel taşlarından biri. Aşkın, dostluğun, ticaretin, hatta aile bağlarının bile temeli güven üzerine kuruludur. Oysa ne acıdır ki, bu temel giderek daha sık çatlıyor, hatta kimi zaman tamamen yıkılıyor.

Esnaf bir dostum anlatmıştı; “İş hayatına başladığımda bir karar aldım,” diyordu, “Ne olursa olsun insanlara güven vereceğim ve ben de onlara güveneceğim.”

Ama yıllar geçtikçe o güvenin paramparça oluşuna şahit olmuş.

“Param değil,” diyordu, “paramparça olan, insanlara olan saygım ve sevgimdi.”

Gerçekten de güven kaybı, sadece bir duygunun sarsılması değildir; insanın iç dünyasında derin bir yara açar. Birçok dizide defalarca duyduğumuz o replik aslında bir gerçeği haykırır:

“Ben sana güvenmiştim!”

Evet… Bir insana güvenmek, kalbini teslim etmektir. Ve o güven kırıldığında sadece ilişkiler değil, insanın iç dengesi de bozulur. Kimi zaman depresyona sürükler, kimi zaman tüm insanlığa olan inancı zedeler. Kadın erkeklere güvenini yitirir, erkek kadınlara… Esnaf müşterisine, vatandaş devlete, kardeş kardeşe bile güvenemez hale gelir.

Güven bir vazo gibidir; kırıldığında yapıştırabilirsiniz ama eskisi gibi olmaz.

İkinci bir şans, belki affı getirir ama eski güveni asla geri getirmez.

Bugün geldiğimiz noktada toplum olarak büyük bir güven krizi yaşıyoruz.

Eskiden “Söz namustu.” Şimdi ise ticarette bile “para peşin, kırmızı meşin” mantığı hâkim.

Evli çiftler birbirine güvenemiyor, kardeşler arasında miras kavgaları çıkıyor, dostluklar menfaatle ölçülüyor.

Oysa bu toprakların kültürü, yüzyıllardır “güven” üzerine inşa edilmişti.

Bir söz, bir tokalaşma yeterdi.

Şimdi ise imzalar, teminatlar, şüpheler olmadan kimse adım atmıyor.

Belki yeniden başlamalıyız.

Birbirimize güvenmeyi yeniden öğrenmeliyiz.

Bunun için de en basit ama en zor şeyi yapmalıyız:

Yapamayacağımız sözleri vermemek, verdiğimiz sözlerin arkasında durmak.

Çünkü güven, kaybedildiğinde en zor geri kazanılan değerdir.

Ve belki de insanın sahip olabileceği en büyük servettir.

Hoşça kalın, güvenle kalın.