Yaşı ilerlemiş olanlar bilir 1960’lı yılların başında, Batman merkezi şimdiki Telekom binası yani Sanat sokağından sonra bitiyordu, ondan sonra İluh köyünün tarım arazileri başlardı, ta bugünkü Atatürk parkına kadar, bu parktan sonra Tilmerç köyünün tarım arazileri başlardı, o gün için Tilmerç Batman merkezine beş Km uzakta bir köy idi.
Yüz hane kadar olan köyümüzün o zaman hocası Mele Abdulkerim adında yaşı seksenleri bulan ihtiyar muhterem bir zat idi.
Seyda’mız daha önce köyde Fekilere ( Dini Talebeler ) ders veriyordu, yaşlılığından dolayı son senelerde köyde feki kalmamıştı, fakat Ramazan orucu başladığı zaman Feki Sadık adında Hasankeyf merkezinden olan bir Fekisi vardı.
Her sene Ramazanın başlaması ile Seyda’sına yardım etmek için bir ay boyunca bizim köye yerleşir idi.
Ramazanın ilk gecesi köylüler birbirlerine Feke Sadık’ın gelişini müjdelerdi, Feke Sadık’ın görevi Sahur ( Paşiv ) vaktinde eline ağzı kapalı bir teneke alır , elindeki değnekle teneke çalıp köylüleri uyandırmak, ( Sonraki yıllarda bende bu görevi yapacaktım ) birde akşam iftar vakti Cami Köyün altında olduğu için, köyün ortasındaki Seyda’nın evinin damına çıkıp ezan okumaktı.
Bütün köy tek katlı kerpiç evlerden müteşekkil olduğu için, damda Feke Sadık’ı gözlemek mümkün idi, o zamanlar Elektrik yoktu, iftara yakın herkes ezanın sesini duymak için birisini dama dikerdi.
Köyümüzde bir gelenek daha, maddi durumu iyi olanlar her akşam komşuya bir kişilik yemek ( Şiva Miriya ) çıkarırdı.
Anneciğim bunu bütün sene cuma akşamları ve Ramazanda her gece yapardı.
Leyle tül Kadir gecesi bir başka idi, o gece köyde hemen hemen herkes Camide toplanır, Elektrik olmadığı için bizim köyde Haci Osman adında bir muhteremin gazla çalışan bir Löküsü ile aydınlanırdık, halen de bir yerde Löküsün sesini duyduğumda o geceleri hatırlarım.
Birde Seyit Yusuf adında bir köylümüz vardı ki, Becirman seyitlerinden idi, sempatik ve biraz tuhaf hareketleri ile bilinirdi.
Kadir gecesi onun yaptığı başkaydı, Caminin bir köşesine gaz ocağını getirir, üstüne büyük bir çaydanlık koyar, çay demlediğinde çay içmek için çocuklara gelin sıraya girin, hepimiz hem çay hem de biraz lakırdı sıraya girer, seyit amcamız her birimize bir bardak çay verip çayı alanlara sen bu tarafa geç bekle derdi.
Çocuk kafası bu çok hoşumuza giderdi, hepimiz bir çay alıp içerdik, kurnazlık yapanlar Seyit amcayı atlatıp iki çay içerdi, çay içmesi bittiğinde bizi sıraya koyar gelin bakalım çocuklar, beleş çay yoktur, sizin duanız kabul olur derdi, o dua eder biz peşinden giderdik.
Bizim köyde Ramazan orucu, sabah bayram namazından sonra, bütün köylü beraber önce Seyda’nın evine gidip, bayram şekeri alarak sonra guruplara ayrılıp tüm köyü dolaşmakla biterdi.
Anlatılara göre daha önce şeker yerine köyün hocası köylülere bir etli pilavlı yemek verirdi, ama şeker toplama işi köyün çocukları sabahın çok erken saatlerde yaparlardı.
BİR ANLIK ÖFKE BİR ÖMÜR VİCDAN AZABI
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.