Yapılan araştırmalar, sabahın erken vakitlerinde gerçekleşen kalp krizlerinin, yüksek miktarda stres hormonu gibi başka sebeplere de bağlı olabileceğini düşünüyor.
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat Şener konu hakkında şu bilgileri verdi:
“Güne başladığınız da vücudunuz, vücudunuzu güne hazır hale getirmek için stres hormonları salgılar. Buna ek olarak, vücudunuz uyandığınızda susuz kalma eğilimindedir ve bazı insanlar için eklenen stres hormonları ile dehidrasyonun birleşimi kalp krizini tetiklemek için yeterli olabilir.
Sabahları artan kalp krizi riskinin yanı sıra, araştırmacılar sabah kalp krizlerinin kalbe, günün herhangi bir saatinde meydana gelenlerden daha fazla zarar verebileceğini de buldular
Kalp krizi riski, bu süre zarfında vücutta meydana gelen çeşitli faktörler ve fizyolojik değişiklikler nedeniyle sabahları daha yüksektir:
Sirkadiyen Ritim: Vücudumuzda kan basıncı, kalp atış hızı ve hormon salınımı dahil olmak üzere çeşitli vücut fonksiyonlarını düzenleyen 24 saatlik bir döngü olan doğal bir sirkadiyen ritim vardır. Bu ritimler kardiyovasküler sistemi etkileyebilir. Sabahın erken saatlerinde, tipik olarak sabah 6 ile 10 arasında, kan basıncında bir tepe noktası ve kortizol ve adrenalin gibi bazı hormonların seviyelerinde bir artış olur ve bu da kalbi strese sokabilir.
Sabah Kortizol Dalgalanması: Kortizol, sabahları doğal olarak artan bir stres hormonudur. Kortizol seviyelerindeki bu artış, kan basıncının ve kalp atış hızının artmasına neden olabilir ve bu da kalp krizi de dahil olmak üzere kardiyovasküler olay riskini artırabilir.
Trombosit Agregasyonu: Kandaki trombositlerin sabahları bir araya gelme veya kümelenme olasılığı daha yüksektir. Trombositler kümelendiğinde, arterlerde kan pıhtısı oluşma olasılığını artırabilir. Bu pıhtılar potansiyel olarak kalp kasına giden kan akışını engelleyebilir ve kalp krizine yol açabilir.
Kalbe Kan Akışının Azalması: Bazı çalışmalar, sabahın erken saatlerinde kalp kasına giden kan akışında bir azalma olduğunu göstermiştir. Bunun nedeni sempatik sinir sistemi aktivitesinin artması ve kan viskozitesindeki değişiklikler gibi faktörler olabilir.
Uyku Apnesi: Birçok kişi sabahın erken saatlerinde daha belirgin olabilen uyku apnesi yaşar. Uyku apnesi, kişinin uyku sırasında solunumunun tekrar tekrar durduğu ve başladığı bir durumdur. Kalp krizi riskinin artmasıyla ilişkilidir ve sabahın erken saatleri de dahil olmak üzere uyku sırasında daha yaygındır.
Bu fizyolojik nedenlerden dolayı kalp krizi riski sabahları daha yüksek olsa da kalp krizlerinin günün veya gecenin herhangi bir saatinde meydana gelebileceğini unutmamak önemlidir.”
Kızamık ölümleri yüzde 43 arttı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.