KÜÇÜK BİR KIZIN GÖZÜNDEN YAŞAM

Yaşam dediğimiz nedir kime göre ve neye göre yaşam diyoruz bu adaletsiz dünyada kendi adaletimizi sağlamak yaşama dahil midir.

Yaşam fakirin iki lokmasında bulduğu mutluluk mudur yoksa zenginin bollukta bulamadığı mutluluk mudur.

Yaşadığın coğrafyanın tarzı baskısı yaşamı yaşatabilir mi?

Özellikle kız ve erkek dünyasında yaşam adil midir yaşadığımız dünyada kız çocuğunun eksikliği hor görülmesi yaşama olan umutsuzluğunu giderebilecek mi?

Kim bu haksızlığa dur diyecek, kim bu oyunu bozacak. Ellerinden alınan yaşam umudu eskisi gibi yerine koyulabilir mi?

Hayır yapamazlar niye çünkü insanoğlunun gözünde kız erkeğin yaşamını daha güzel bir hale getirmesi için geldiğini düşünür.

 Erkeğin hizmeti, erkeğin memnuniyeti beğenecekleri bir şekilde yapmak zorunda olmalarıdır. İşte buda yaşamı farklı bir yöne çekiyor.

Sadece kız erkek eşitsizliği değil, aynı cinsin birbiriyle kıyaslanması yaşamı zor hale getiriyor. Okuyan,  okumayan çalışan, çalışmayan ayrımcılığı en büyük sorunumuz ön yargı ile bir insana yaklaşmak şu insan okumamış cahil deyip dışlamak, o insan için yaşamı ne noktaya getiriyor acaba hiç düşünmüyoruz acaba.

Bu insan niye okumadı yada, okuyamadı hayat önüne neler getirdi de okumamış cahil durumuna düştü.

Bu soruyu sormak bizlere çok zor geliyor ama, onun yerinde biz olsaydık böyle kolay ahkam kesemezdik.

Kendimizi o kadar üstün görmüyoruz ki başkalarının yaşamalarını yargılamak edindiğimiz bir görev gibi hareket ediyoruz.

Dünyayı yaşanılacak bir yer kılmak için önce kendini yaşamımızı gözden geçirip iyisini kötüsünü tartıp öyle hareket etmemiz gerekiyor.