HER ŞEYİ KADERE BAĞLAMAK DOĞRU DEĞİL…

İslam’ın şartları arasında yer alan “kadere iman” elbette ki inancımızın temel taşlarından biridir. Ancak her yaşananı sorgulamadan, tedbiri elden bırakıp tamamen “kader” diyerek açıklamak ne kadar doğru? İşte asıl tartışılması gereken nokta bu…

Nasrettin Hoca’nın meşhur bir fıkrası vardır. Bindiği dalı kesen birine, “O dalı kesersen düşersin” der. Adam hocayı dinlemez, dalı keser ve yere yuvarlanır. Ardından hocanın peşine koşup “Benim düşeceğimi bildin, o zaman ne zaman öleceğimi de bilmen gerek” der.

Bu fıkra güldürür belki ama içinde derin bir ders barındırır: Sebep-sonuç ilişkisini göz ardı edersek, her hatayı kadere yüklersek, öğrenme ve tedbir alma şansımızı kaybederiz.

Bugün bilim ve teknoloji insan hayatını bambaşka bir noktaya taşıdı. Koyun Dolly’nin klonlanmasından, kan uyuşmazlığına çözüm bulan aşılara, doğum öncesi bebeklerde sağlık taramalarına kadar pek çok gelişme var. Anne karnındaki bebekte sigara, alkol ya da genetik nedenlerle gelişen engeller artık 4-5 aylıkken tespit edilebiliyor. Yani doğmadan önce bile bilimin elinde ciddi veriler var.

Buna rağmen, bilerek tedbir almadan dünyaya engelli çocuk getirilip sonra “kader” denilmesi, aslında bir tercihi örtmek değil midir? Ya da aşırı hız ve dikkatsizlikten kaynaklanan bir kazaya “kader” demek, sorumluluğu üzerimizden atmanın bir yolu değil midir?

Muhafazakâr kesimden bazıları bu düşüncelere itiraz edecektir: “Onların kaderi böyleydi, böyle yazılmıştı. Yaşamaları için bir sebep vardı.” Peki ama çocuklarımızı sobadan korumasaydık, kaçının eli yanardı? Balkon korkulukları olmasa kaç çocuk aşağı düşerdi? Doktorlar olmasaydı kaçımız bugün hayatta olurduk?

Demek ki kader, insanın iradesini ve tedbirini yok saymıyor. Tam tersine, bizden sorumluluk bekliyor. Tedbir almak da kadere dâhil, ihmalkârlık da…

Sonuç olarak, her olumsuzluğu “kader” diye açıklamak yerine, aklımızı, bilimimizi ve sorumluluk bilincimizi devreye sokmak zorundayız. Kader inancını tembellik ve sorumsuzluk için bir kalkan hâline getirmemeliyiz.

Unutmayalım; kader inancı bizi korumasız bırakmaz, bilakis tedbirli olmaya yönlendirir.

Hoşça kalın…