“GÖZALTINDA İŞKENCE YAPILDI, SONRASI KARANLIK”
Nas, 21 Haziran 1993 tarihinde Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı Dikmetaş (Qerqatê) Köyü’nde gözaltına alınan Mehmet Sıddık Öncü’den bir daha haber alınamadığını hatırlattı. Ailenin anlatımlarına göre, Öncü askerler tarafından köyde gözaltına alındıktan sonra herkesin gözü önünde uzun süre işkenceye maruz kaldı. Askerlerin eşiyle vedalaşırken “kocanı bir daha göremezsin” ifadeleri kullandığı belirtildi.
SAĞLIK RAPORUNDA DARP BULGULARI YER ALDI
Gözaltından bir gün sonra Çınar Sağlık Ocağı’nda hazırlanan raporda, Mehmet Sıddık Öncü’nün sağ kaburgalarının yanında 3x5 cm'lik ekimoz (morarma) bulunduğu kayda geçti. Ancak bu rapora rağmen kendisinden haber alınamadı.
AİLEYE MORGDAN HABER VERİLDİ
4 Temmuz 1993 tarihinde aileye gelen bir telefonla, Mehmet Sıddık Öncü’nün cenazesinin Diyarbakır Tıp Fakültesi morgunda olduğu bildirildi. Aile, başvurularının ardından ancak 8 Temmuz’da cenazeyi teslim alabildi. Otopsi raporunda ve defin belgelerinde ölüm nedeni “geçirdiği bir rahatsızlık” olarak yer aldı.
AİLE: VÜCUDUNDA İŞKENCE İZLERİ VARDI
Ancak aile, cenazede kalça bölgesinde morarmalar, sağ kaburgalarda darbeler, tırnakların tamamının sökülmüş olması, yanak ve çene altlarında morluklar, ayrıca boyun ve bileklerde ip izleri tespit ettiklerini açıkladı. Dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu ise ölüm nedeninin böbrek yetmezliği olduğunu savundu. Ancak Öncü ailesinin açtığı davada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Mehmet Sıddık Öncü’nün gözaltında yaşamını yitirmesinden dolayı Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkûm etti.
İHD yetkilileri, 31 yıldır aydınlatılamayan bu kaybın sorumlularının ortaya çıkarılması ve adaletin sağlanması çağrısında bulundu.