Doğal olanı bozacaksın ve tohumu yok ederek tek kullanımlık yiyecek stokları depolayacaksın. Hava kirliliği ile metropol yerleşkeler kurup milyonlarca insanın tüketimi ile ortaya çıkan tahribatlara sebep olacaksın; Yağış ve tabiat güçlerinin normal seyrine nükleer müdahaleler ile etki edeceksin; Dünyanın doğal bitki örtüsünü yakarak-betonarme yapılar için alan açarak yok edeceksin; Hayvanlar âlemini yok olmaya yüz tutan dar alanlara sıkıştıracaksın, Havaya, Toprağa, Suya, Gıda-Besine müdahale ederek GDO’ lu ürünler üreteceksin…
Tabi ki iklim değişecek ve doğal döngü bozularak susuzluk ve kuraklık yaşanacak. Üretim şartlarının ortadan kalkması ile milyarlarca insan için açlık ve susuzluk yaşanması kaçınılmaz olacak. “İklim Değişikliği” riski sadece doğal olanın bozulması mı, yoksa insan faktörü bu değişimin ortaya çıkmasında etkili mi?
İnsan kaynaklı etkenleri ortadan kaldırmak için Nükleer Çalışmaları aza indirgemek, Gaz Salınımını azaltacak önlemler almak zorunludur. Ozon Tabakasını delecek veya Dünyanın etrafını kaplayan ve zararlı ışınları emen hava tabakalarının delinmemesi için insan ürünü etkenleri sonlandırmak gerekiyor. Petrol ve türevi ürünlerin yaşam alanlarındaki kullanımını aza indirgemek ve Doğal Enerji Kaynakları (Güneş, Rüzgâr, Su gibi) ile Doğal Elementler’ e (Bor, Silisyum, Sodyum, Potasyum, Kükürt, Manganez, Uranyum, Lityum, Titanyum gibi) yönelerek yıkıcı etkileri az olan kaynakları kullanmak sağlıklı olandır.
Asıl tehlikeli faktör “Biyoterörizm” diye adlandırılan risk faktörünün ortaya çıkmasında gösterilen çalışmalar ve hazırlanan bilimsel-deneysel ortamların varlığıdır.
Doğal ortamda ve tabiatta bulunan bakteriler, virüs denen mikroorganizmalar ve doğal dengeyi ayakta tutan ilahi kaynaklı elemanlar insan yaşamını tehdit etmiyor. Tam tersine sebep oldukları yaşamsal döngü ile ölümcül tüm unsurları ortadan kaldırmaya ve bağışıklık kazanılmasına yaramaktadırlar. Ama deneysel çalışmalar ve laboratuvar ortamlarında mutasyona uğrayacak dönüşümlerle ölümcül hale getirme hedefi güdülmesi salgın ve tehdit unsurları doğurmakta.
Biyoterörizm riski için ortada bir ölümcül virüsün olması gerekiyor. Doğal halde olan milyonlarca türü olan virüs zincirinin yapısını değişime uğratma düşüncesi zihinleri meşgul etmeye başladı.
Ama unutulan bir şey var: İlahi yaratıcımızın varlık kazandırdığı âlem, doğa ve insan unsuru için var olan kaynaklar fazlası ile mevcut.
Değil şu an ki 7 milyar insan için…
3-5 kat fazla nüfus ile 20-30 milyar insan için bile hesap yapılarak, yaşam koşulları döngüsel bir dengeye oturtulmuş durumda.
Bozucu olan şey sapkın düşüncelerle yıkıcı davranan, “Para” ve “Bilgi” gücünü elinde tutmaya çalışan bir kısım insanlık dışı mahlûkların kendi idealist düşüncelerini uygulamaya çalışmalarıdır. İklim Değişikliği tehlikesi gelecekte hayati bir risk taşıyorsa, buna engel olacak tedbirler belirlenmeli ve koruyucu tedbirler projelerle desteklenerek uygulamaya geçilmelidir.
Farkında olunması gereken şey tehlikeyi insanlık üzerine kurgulamalar ve tasarılar yaparak nüfus sayısını aza indirmeye çalışanların ve yük olarak görülen hasta ve yaşlı kesimlerden kurtulmak gerektiğini savunanların virüsleri yayarak amaçlarına kavuşmak isteklerinin bilincinde olmaktır.
Doğal olanı terk etmemek, YAPAY ürünlere yönelmemek ve tabiatımızı bozmayan doğal ürünlere yönelmekle korunmanın yollarını çeşitlendirebiliriz.