Kamu Sektöründe Bize Büyük Bir Reform Lazım

Geçtiğimiz gün gazeteci Recep Kavuş’un bir yazısını okudum. Yazıda, bazı sağlık çalışanlarının hastalara ve hasta yakınlarına karşı nezaketsiz davrandığına değiniyordu. Yazıyı okur okumaz içimde bir sızı hissettim çünkü bu durum sadece sağlık kuruluşlarıyla sınırlı değil; birçok kamu kurumunda da benzer manzaralarla karşılaşıyoruz.

Vatandaşa hizmet için orada bulunan memur ya da işçi, ne yazık ki bazen bu sorumluluğun bilincinde olmadan hareket ediyor. Özellikle alt kadrolarda çalışan bazı kamu personeli, kendini dokunulmaz ve vazgeçilmez sanıyor. Bu tutum, kamu hizmetinin özüne aykırıdır.

İşin daha da düşündürücü tarafı şu: Bir kamu çalışanının işinden el çektirilmesi neredeyse imkânsız gibi. Neden mi? Çünkü çoğu zaman arkalarında bir "dayı" bulunuyor. Müdürler, yöneticiler de gelen şikayetleri çoğu zaman sadece “nasihatle” geçiştiriyor. Şikayetlerin üzerine ciddi şekilde gidilmesi gerektiğinde ise elleri kolları bağlanıyor. Zira tutanak tutan müdürün koltuğu risk altına giriyor, tehdit ediliyor, devreye hatırlı kişiler giriyor…

Elbette CİMER gibi kanallar var. Ancak orada da ispat, delil, belge gerekiyor. “Bu görevli bana zorluk çıkardı” demekle olmuyor. Vatandaşın nezaket ve yardım beklentisi çoğu zaman belgelenemeyen bir hayal kırıklığı olarak kalıyor.

Bir düşünün: Hastaneye gelen vatandaş zaten hasta. Başında ağrısı, kalbinde sızısı, ruhunda derdi var. Böyle bir insana yardımcı olmak yerine azarlamak, yol göstermemek, ilgisiz davranmak hangi vicdana sığar? Sağlık kuruluşları toplumun en hassas alanlarıdır. Buradaki çalışanların da en nazik, en anlayışlı insanlar olması gerekir. Çünkü moral, tedavinin yarısıdır.

Kamuda görev alan herkes, makamı ne olursa olsun, halkın hizmetkârı olduğunu bilmeli. Hiç kimse dokunulmazlık zırhına bürünerek vatandaşı küçümsememeli. Eğer görevini layıkıyla yapmıyorsa, kendini kapının önünde bulabileceğini bilmeli.

Bu nedenle kamuda kapsamlı bir reform şart. Özellikle sağlık çalışanları üzerindeki “eleştirilmezlik” zırhı gözden geçirilmeli. Her kamu kurumu, her birim düzenli olarak denetlenmeli. Her şeyden önce de kamu çalışanı; sabırlı, güler yüzlü, anlayışlı ve yol gösterici olmalı.

Bu vesileyle konuyu gündeme taşıyan Recep Kavuş’a da teşekkür ederim. Onun yazısı sayesinde bu konuya yeniden değinme fırsatım oldu. Umarım bu çağrımız, kamu vicdanında yankı bulur. Hoşça kalın.