Kentsel Dönüşüm Neden Olmadı

 Hani bir deyim var en ucuz enerji tasarruf edilen enerjidir, doğru ve yerinde bir tespit. Şimdi bir şehrin yerleşmesi için arsada bu durumdadır. Batmana bakıyoruz koca Beşiri ovası, güzelim tarım arazileri yuttu bitirdi.

    Sadece Batman değil her yer için çıkarılan bu Kentsel dönüşüm projesi ne yazık ki sonuç vermedi. Savunulan şu efendim ev sahipleri anlaşamıyor, bunun  arkasına sığınıp güzelim arsaları beton yığını ile doldurmak akıl karı ve doğru bir yaklaşım değildir.

   1943 te Tren, bir sonraki sene Nahiye ve Jandarma Karakolu, 1954 Rafinenin geldiği bu Beşiri ovasında, 365 nüfuslu bir İluhtan bugün, Tılmerc’in ve Körük’ün temamı, Tılmız, Kıredi, Ermi, Kuyubaşı’nın yüzde seksenini, yutan bir metropol doğdu.

 Buna doğru dürüst yön vermek bize düşerdi ama olmadı.

    Bugün için Batman da. Şirin Evler, Raman, Meydan, Sağlık, Beş Evler, Çarşı, Gök Taksi, İluh, Yeşil Tepe, Petrol Kent Mahalleri, İpragaz ve Bayındırlık mahallerini de katarsak bunlar Şehrin arsa bakımında en az Yüzde Altmışına tekabül eder.

   Dün Beş Evler mahallesinden geçerken şunu gördüm, Bu mahalle olsun, ismini saydığım öbürleri olsun, eski imar, arsalar genel de küçük, üç yüz, dört yüz, bilemem beş yüz, arsanın az olmasından dolayı, Evler hepsi birbirine yapışık, komşuluk payı yok, bir, iki, üç veya dört kat, Bütün binalar daracık sokaklarla sıfır, ön bahçe yok, oto park denen şey imkansız, yeşil alan buralarda hiç yok, bu yaz gününde insanlar buralarda nasıl yaşar demekten insan kendini alamıyor.

  Bu binaların büyük çoğunluğu 70 li ve 80 li yılların yapısı, hazır beton, yıkanmış kumun olmadığı o yıllardaki yapılar miadını çoktan doldurmuş.

   Tabi iki bu sorun Batmanla sınırlı değil tüm ülkede durum aynı.

    Bir örneği buraya aktaracağım, Mersinden Silifke ye doğru 150 km kadar bir mesafe var, Sol taraf Ak Deniz Sağ Taraf Toroslar. Dağların 50 Km derinliğine kadar uzanan yaylalarda. sayıları 10 bin, 50 bin desem az olur, sayılmayacak kadar, yapılan lüks yazlıklar, yüzde 90 oranında boş.  ezici çoğunluğu yılda bir iki sefer kapısı açılmıyor.

   Avrupa ya gidenler bilir, bu durumda ki yapılar, iki veya üç ay boş kalırsa el konulur, ya kiraya verilecek ya ihtiyaç sahibini uygun bir fiyatla satılacak.

   Ne yapalım israf benliğimize işlemiş.