BAHÇEŞEHİR Koleji Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) Bölümü Direktörü Sibel Durak, ilk kez büyük bir sınava girecek Alfa kuşağı öğrencileri ve aileleri için 15 Haziran'da yapılacak Liselere Geçiş Sınavı (LGS) için geri sayımın başladığını belirtip, geleneksel sınav odaklı başarı anlayışının bu yaratıcı kuşağın potansiyelini yansıtmakta yetersiz kalabileceğini dile getirdi. Durak, "Ailelerin bu kuşağın doğasını iyi tanıması, başarıyı çok boyutlu bir kavram olarak değerlendirmesi ve çocuklarının bireysel ilgi ve yeteneklerine göre gelişim göstermelerine destek olması büyük önem taşır" dedi.

LGS'ye sayılı günler kala, sınav heyecanı öğrencilerin yanı sıra velilerde de artıyor. İlk kez büyük bir akademik değerlendirme ile karşı karşıya kalacak olan 2011 doğumlu Alfa kuşağı öğrencilerinin, teknolojiyle iç içe büyümüş, çoklu zeka alanlarında gelişim gösteren, sorgulayan ve yaratıcı düşünmeye yatkın bireyler olduğuna dikkati çeken Bahçeşehir Koleji PDR Bölümü Direktörü Sibel Durak, ailelerin bu kuşağın farklı öğrenme ve başarı anlayışına göre davranmalarını önerdi. Durak, “Geleneksel sınav temelli başarı anlayışı, bu neslin potansiyelini tam olarak yansıtmakta yetersiz kalabilir. Alfa kuşağı için başarı; yalnızca yüksek not almak ya da sınav kazanmak değil, anlamlı işler üretmek, ilgi duyduğu alanlarda derinleşmek ve sosyal katkı sağlayabilmektir. Ailelerin bu kuşağın doğasını iyi tanıması, başarıyı çok boyutlu bir kavram olarak değerlendirmesi ve çocuklarının bireysel ilgi ve yeteneklerine göre gelişim göstermelerine destek olması büyük önem taşır" dedi.

'SAKİN KALIN, DESTEK VERİN'

Sınava az bir zaman kala çocukların stres seviyelerinin arttığına dikkat çeken Durak, ebeveynlerin sakin, anlayışlı ve destekleyici bir tutum sergilemesinin, bu stresin sağlıklı yönetilmesine katkı sağlayacağını söyledi. 'Elinden gelenin en iyisini yapman yeterli' yaklaşımının, baskı yaratmaktan uzak ama motive edici bir tutum olduğunu belirten Durak, şöyle konuştu:

“Ayrıca, çocuğun çabasını takdir etmek ve onun sadece sınav sonucuyla değil, sürece olan emeğiyle de değerli olduğunu hissettirmek önemli. Çünkü sadece sonuca değil, çocuğun gösterdiği çabaya odaklanmak, onun kendine duyduğu güveni pekiştirirken, baskı kurmak ya da kıyaslama yapmak bu güveni zedeleyebilir." Ailelerin yüksek beklentilerinin çoğu zaman iyi niyetli bir motivasyon kaynağı gibi görünse de çocuğun psikolojik yükünü artırdığını belirten Durak, “Aşırı beklenti, çocukta değerli olabilmek için başarılı olmak zorundayım! düşüncesini tetikleyerek kaygı düzeyini yükseltebilir. Bu algı, sadece akademik değil, duygusal ve sosyal gelişim açısından da uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabilir. Çocuğun başarısını sadece sınavla ölçmek, onu bir birey olarak anlamaktan uzaklaştırır. Bu nedenle ebeveynlerin gerçekçi ve bireysel farklılıklara saygı duyan bir tutum benimsemesi büyük önem taşıyor" dedi.

'HEYECAN NORMAL, YÖNETMEK ÖNEMLİ'

Ebeveynlere önemli önerilerde bulunan Durak, çocukların sınav öncesinde yaşadığı heyecanın son derece normal ve beklenen bir durum olduğunu belirterek, aslında belirli bir düzeydeki heyecanın, odaklanmayı artırdığını ve dış uyaranlara karşı zihinsel bir kalkan oluşturacağını ifade etti. Durak, şunları söyledi: “Bu noktada en önemli amaç, kaygıyı tümüyle ortadan kaldırmak değil kaygıyı belli bir düzeyde tutmak olmalı. Bunun için de öncelikle çocuklarınızı sadece dinleyin, kaygılı düşüncelerini ifade etmelerine fırsat verin. Umut verici cümleler kurun. Unutmayın, anne-babanın doğal ve rahat tavrı doğrudan çocuğa yansır."

LGS ÖNCESİ AİLELERE ÖNERİLER

'Heyecanlanma', 'Heyecanlanacak bir şey yok' gibi cümleler çocuğu rahatlatmak yerine tam tersine heyecanlanmasına neden olabileceğini söyleyen Durak, ebeveynlere şu önerilerde bulundu: "Duygusal destek, en güçlü hazırlıktır. Çocuğunuza her durumda yanında olduğunuzu hissettirin. Sınavı hayatın tek belirleyicisi gibi göstermeyin. Unutmayın, bu sadece bir sınav.

Çocuğunuzu sadece sonuçla değil, süreçteki emeğiyle değerlendirin. Onun çabasını ve gayretini takdir edin. Çocukların rutinini bozmamaya özen gösterin. Kıyaslamadan kaçının; her çocuk özeldir. Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamak yerine onun kendi potansiyelini keşfetmesine izin verin. Alfa kuşağının potansiyelini sadece akademik ölçütlerle değerlendirmeyin. Onların yaratıcılığını ve farklı ilgi alanlarını destekleyin."

Kaynak: DHA