Meskun Mahalde Ralli Yapılmaz!

Trafikte bir yandan yoğunlukla baş etmeye çalışıyoruz, bir yandan da "Heidi Heidi, işveye işveyi" diye direksiyona yüklenen sabırsız sürücülerle uğraşıyoruz. Bazen bir otomobil, bazen bir motosiklet, bazen bir kamyonet, bazen de bir kamyon... Araç farklı ama tutum aynı: Hız, hız ve daha fazla hız!

Şunu açıkça söyleyelim: Bu araçların hiçbiri, diğer yavaş ve dikkatli araçlardan daha üstün değil. Ne geçiş üstünlükleri var ne de sirenleri. Sadece trafiğin içinde, ama bir farkla: Sürücüleri sabırsız.

Meskun mahalde hız yapmak sadece cezaya yol açmaz; daha önemlisi, telafisi olmayan sonuçlara neden olabilir. Çünkü meskun mahal demek, her an karşınıza bir çocuk, bir yaşlı, bir engelli, bir sokak hayvanı, bir çukur, bir kasis ya da okul önünde oynayan bir çocuk çıkabilir demek. Yani bu bölgelerde dikkatli olmanın ötesinde, öngörülü ve yavaş olmalısınız.

Batman gibi yüzölçümü küçük bir şehirde zaten her yere ulaşmak için birçok alternatif yol varken, hız yapmanın anlamı nedir? Nereye yetişmeye çalışıyorsunuz bu kadar? Hastaneye mi? Ambulans var. Yangına mı? İtfaiye hazır. Güvenlik mi? Polis görev başında. Her duruma müdahale edecek bir devlet mekanizması var.

Ama sizin hız yaparak yaptığınız şey, sadece kendi canınızı ve başkalarının hayatını riske atmak. Acele eden ecele gider, diye boşuna dememiş atalarımız.

Üstelik bir de kuralına göre araç sürenlere laf edenler var. 50 km hızla giden sürücüye el kol hareketi yapmak neyin ifadesidir? Bu şehir sizin yarış pistiniz değil. Bu yollar kimsenin özel oyun alanı değil. Unutmayın, trafik kuralları gelişigüzel değil, onlarca araştırma ve test sonrası belirlenir. Her kuralın altında bir hayat dersi, bir acı tecrübe vardır.

Eğer bir ehliyetiniz varsa, bu kuralların hepsini zaten biliyorsunuz demektir. Bilmiyorsanız da ehliyeti sorgulamak gerekir.

Son olarak, bir ricam var: Trafik kurallarına uyalım, uymayanları ise nazikçe uyaralım. Çünkü o uyarılar belki de bir hayatı kurtarabilir.

Unutmayın, hız değil, huzur kazandırır.