SİYASET

Milletvekili Ramanlı’dan 10. Yargı Paketi değerlendirmesi

HÜDA PAR Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, kamuoyunda "31 Temmuz Covid yasası mağdurları" olarak bilinen mahkûmların durumu ve gündemdeki 10. Yargı Paketi’ne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, Rehber TV’de yaptığı açıklamada, 10. Yargı Paketi, Kürt meselesinin siyasi çözümü ve belediyelere yönelik yolsuzluk operasyonuna dair değerlendirmelerde bulundu.

Meclis’e gelmesi beklenen 10. Yargı Paketi’ne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ramanlı, “Öngörümüz ve kısmen de bilgimiz var, 31 Temmuz Covid yasası mağdurlarının 31 Temmuz 2023 ve öncesinde suç işlemiş olanların tamamını kapsayacak şekilde erken açık cezaevine ayrılmaları ve denetimli serbestlikten istifade etmeleri, tıpkı o tarihteki hükümlülerle aynı statüye kavuşmaları sağlanacak.” dedi.

Cezasızlık algısının olmaması gerektiğini vurgulayan Ramanlı, “Kişinin yaptığının yanına kâr kalmaması gerektiğini ifade ettik ama suçlular ve mahkûmlar arasında bir ayrım gözetilerek kimine erken tahliyeyi sağlayıp, kimine sağlamamak da eşitlik ilkesine aykırı olacaktır.” şeklinde konuştu.

“Muhtemelen bayram öncesi geçecek”

HÜDA PAR olarak bu mağduriyetin giderilmesi için kanun teklifi verdiklerini hatırlatan Ramanlı, “Biz 31 Temmuz Covid mağduru denen hükümlülerin de bundan istifade etmesi için kanun teklifi vermiştik. Şayet kapsamı genişletilmezse bizim kanun teklifimizin neredeyse bire bir benzeri teklif olarak gelecek ve bu muhtemelen bayram öncesi geçecek. Bizim elde ettiğimiz bilgilere göre bu kanun kapsamının suç türleri bakımından başka suçları da kapsaması… Örneğin belki terör suçlarından hüküm giymiş yani eyleme karışmamış, siyasi fikirlerini ifade etmesinden kaynaklı ceza almış olanların bazılarını kapsayabilme ihtimali var.” ifadelerini kullandı.

“Silah ve şiddet Kürt meselesinin önündeki en büyük engeldir”

Ramanlı, PKK’nın silahsızlanma süreci ve ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ilgili olarak şunları kaydetti:

“Görebildiğimiz kadarıyla süreçte bir aksaklık görünmüyor. Bu tür süreçler sancılıdır ve zaman isteyen süreçlerdir. 40 yıllık bir çatışma, terör, karışıklık adına ne derseniz deyin, bu sürecin sonlandırılması, sonlandırma teklifi, buna verilen olumlu cevap, buna karşı örgütün kongresini toplaması, silah bırakacağını söylemesi, hatta kendini feshettiğini ilan etmesi ve beraberinde bunun sonuçlarının da artık yavaş yavaş konuşulduğu bir düzlemde bir sorun görünmüyor.

Biz isteriz ki bir an önce bu silah, şiddet Kürt meselesi bağlamında konuşulan meseleler olmaktan çıksın. Biz artık gerçekten Kürt meselesini olması gereken zeminde, siyaset zemininde, meşru vasıtalarla konuşabilelim. Kimse Kürt meselesini yani Kürtlerin meşru hak ve taleplerini bölünme, terör parantezine alıp bir kenara itemesin. Çünkü örgütün bugün kullandığı silah, bu meselenin hakkıyla konuşulmasının önündeki en büyük engeldir. Bu engelin bir defa bertaraf edilmesi gerekiyor. Bu yönde bir irade var, destekliyoruz.”

“Silah bırakan örgüt başka, Kürt meselesi başka”

Ramanlı, örgütün silah bırakmasının önemli olduğunu ancak bu durumun Kürt meselesiyle karıştırılmaması gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye'nin terörden arındırılması, Kürt meselesinin şiddet bağlamından çıkarılması, bölünme paranoyasının gerekçelerinin ortadan kaldırılması elbette önemlidir. Örgütün silah bırakması ayrı, Kürt meselesinin çözülmesi ayrı bir mevzudur. İkisini birbirine karıştırmamak gerekiyor.  Hükümet, çözüm sürecinden ciddi dersler çıkardığını ifade ediyor ve dolayısıyla Kürt meselesini örgütle konuşma gibi bir yanlışa düşmedi. Şu anda konuşulan sadece örgütün silah bırakması…  İnşallah diliyoruz bunlar bir iki ay içerisinde çözülür ve artık silah ve şiddet bu ülkenin gündeminden çıkar. Ama biz asıl konuyu artık konuşmaya başlarız. Asıl konu; hak ve adalet konusudur. Kürtlerin meşru haklarına kavuşması mevzusudur. Bu konuda herkese olduğu gibi HÜDA PAR olarak bize de ciddi görevler düşüyor. Aslında bütün topluma bu konunun hak ve adalet temelinde çözülebilmesi için ciddi görevler düşüyor. İnşallah umuyor ve diliyoruz herkes bu görevini yerine getirir ve emperyalistler, üzerimizde hesap yapan kişiler ülkemizi daha fazla geriye götürmesin.” diye konuştu.

“Malazgirt ruhu, bin yıllık kardeşliğin temelidir”

Konuşmasının devamında tarihsel kardeşlik vurgusu yapan Ramanlı, Malazgirt örneğiyle İslam kardeşliğine dikkat çekerek, “Kendi meselemizi, kendi medeniyet değerlerimiz ölçüsünde inancımız, İslam'ımız ölçüsünde kardeşliğimizi unutmadan ama kardeşliğin hukukunu da yerine getirerek tesis ederek çözelim istiyoruz. Her şeyden önce bizi Malazgirt’te bir araya getiren ruhun ne olduğunu ortaya koymamız lazım. Biliyorsunuz Malazgirt’te Selçuklu ordularıyla Roma orduları karşı karşıya geldiler. Selçuklu ordusunun yanında on binlerce Kürt süvari vardı. Ama Romen Diyojen'in ordusunda da Türkler vardı. İki tarafta da Türkler var ancak Kürtler karşı tarafta değil Türklerin tarafında, İslam ordularının safında… Yani Malazgirt bir kavmin, bir milliyetin davası değildi. Malazgirt'te hak ve batıl mücadelesi vardı. Haçlıya karşı hilalin savaşıydı… Eğer bu zaviyeden bakıyorsak çok isabetli bakıyoruzdur ve bizi de kardeş kılanın İslam olduğunu ve İslam'ın adaleti temelinde bu kardeşliğimizi bugüne kadar getirdik. 1000 yıl geçti, on binlerce yıl daha devam ettirebiliriz. Yeter ki biz bizi kardeş yapanın İslam olduğunu unutmayalım ve İslam'ın adaletini de başka hiçbir şeye feda etmeyelim. Eğer bunu yapabilirsek kardeş olduğumuzu hatırlayabilir, hukukumuzu İslam temelinde tesis edebileceğimize dair inancımızı pekiştirebilirsek bu ruhu devam ettirirsek inşallah biz bütün sorunlarımızı da çözeriz.” ifadelerini kullandı.

“Çözümleri yanlış yerde aradık”

Ramanlı, konuşmasına şöyle devam etti: “Bizim en büyük problemimiz çözümlerimizi yanlış yerde aramamız. Çözümlerimizi bulacağımız yer belli ama biz hep bizi çözümsüzlüğe mahkûm eden sözde çözümlerin peşinde koştuk. Artık inşallah bunu terk edeceğiz ve şunu bileceğiz Türk'ün zaferi, Kürt’ün mağlubiyeti üzerine kurulamaz. Kürt’ün zaferi de Türk'ün mağlubiyeti üzerine kurulamaz. Kazanacaksak beraber kazanacağız, yükseleceksek beraber yükseleceğiz ve hep birlikte olacağız.”

“Kemalist zihniyet Malazgirt’i bile unutturdu”

Cumhuriyet dönemi ile birlikte Türk-Kürt kardeşliğinin unutturulduğuna değinen Ramanlı, “1000 yıllık birliktelik diyoruz ama maalesef bu CHP'nin Kemalist zihniyeti Cumhuriyet öncesi ile Malazgirt'e kadar olan tarihi yeni nesile unutturdu. Hiç yaşanmamış bir tarih gibi gösteriyor… Sanki bütün tarihler CHP zihniyetinin bütünüyle tek parti döneminde iktidarı ele almasıyla başladı da öncesi yoktu gibi bir tarih anlatımı var. Bu tarih bilincini biz yeni nesillere okullarımızda eğer aşılamazsak sonraki nesiller bizim niçin kardeş olduğumuzu hatırlamayacaklar bile…” şeklinde konuştu.