Çuhadar, “Barış bu coğrafyada lüks değil, temel bir ihtiyaçtır” sözleriyle duyurduğu proje kapsamında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun birçok ilini kapsayan temaslarda bulunacak. Projenin merkezinde toplumun her kesimini kapsayan katılımcı bir diyalog süreci yer alıyor.
Van, Siirt, Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Hakkâri, Bitlis ve Bingöl’de yürütülecek saha çalışmalarında; aşiret liderleri, kanaat önderleri, kadınlar, gençler ve sivil toplum temsilcileriyle birebir görüşmeler yapılacak. Her ildeki talepler, çözüm önerileri ve beklentiler raporlanarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a sunulacak.
Tüm Süreç Şeffaf Yürütülecek
Ziyaret ve toplantılar, ulusal medya ve sosyal medya üzerinden canlı yayınlarla kamuoyuna aktarılacak. Böylece süreç, halkın gözü önünde, açık ve hesap verebilir biçimde işleyecek.
“Barış Sofrası”ndan Yeni Bir Barış Hamlesine
2012 yılında binlerce kişiyi aynı masada buluşturan “Barış Sofrası” projesiyle büyük yankı uyandıran Murat Çuhadar, bu kez daha kurumsal, kapsayıcı ve kalıcı bir süreci yönetiyor. Aynı zamanda kendi aşiretinin lideri olan Çuhadar, “Bu topraklar yeniden huzurla anılacaksa, bu halkın sesiyle olur” diyerek sürecin ilk imzasını attı.
Bölge Halkında Heyecan: Yeni Bir Sürecin Ayak Sesleri
Batman’da daha önce gerçekleştirdiği barış konferansları ve sosyal projelerle halkın büyük takdirini kazanan Çuhadar’ın bu yeni hamlesi, “Yeni bir çözüm süreci mi başlıyor?” sorusunu yeniden gündeme getirdi.
Güneydoğu Temsilciler Platformu’ndan Manifesto Gibi Bildiri: “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Deklarasyonu” başlıklı bildiride, Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Arap, Süryani tüm topluluklara çağrı yapıldı: “Bu ülkenin mayasında ayrışma değil, kardeşlik vardır. Kan, gözyaşı ve nefret son bulmalıdır. Artık kardeşlik kazansın, umut yeşersin.”
Bildiri; 15 Temmuz, Çanakkale ve Sakarya ruhuna atıfta bulunarak, geçmişte olduğu gibi bugün de birlikte yaşamanın ve toplumsal dayanışmanın mümkün olduğunu vurguluyor. Siyasi partilere, özellikle DEM Parti seçmenine de diyalog ve toplumsal barış temelinde bir çağrıda bulunuluyor.
"Bu Proje Siyaset Üstü, İnsanlık Temelli"
Açıklamada, sürecin sadece politik değil, insani ve vicdani bir yeniden inşa hareketi olduğunun altı çiziliyor. Bildiride, “Bu bir barış projesinden öte, Türkiye’nin toplumsal yeniden inşa sürecidir. Bu, bir insanlık projesidir” denildi.
Provokasyonlara Uyarı: "Barışın Düşmanları Ortak Paydamız Olamaz"
Bildiri; terörden, nefretten ve kardeş kavgasından çıkar sağlayan gruplara karşı açık bir uyarı niteliği taşıyor. “Halkın huzur hakkına engel olmak, hiçbir siyasi çekişmeyle meşrulaştırılamayacak bir vebaldir” ifadeleriyle, milli dayanışma çağrısı yineleniyor.
Bölgesel Tehditlere Karşı Milli Duruş
İsrail’in Suriye politikalarına ve bölgedeki küresel güç dengelerine dikkat çekilen bildiride, bu sürecin Türkiye’nin sınır güvenliği ve toplumsal bütünlüğü açısından stratejik bir adım olduğu belirtiliyor.