MÜSLÜMAN OLANA YAKIŞMAZ GAVUR ADETİ..! (1)

     Kıymetli okurlar; Yüce Allah insanlığı yarattı ve kendisini bazı şeylerden sorumlu tuttu. O Sorumlulukları yerine getirmek ve doğru yolu göstermek için elçiler, uyarıcılar gönderdi. İnsanlığa hem dünya hem ahiret saadetini temin etmelerini sağlamak için.

Ama kıymetli okurlar, dünya menfaat ve çıkarları bozulmasın ve eksilmesin diye, sadece kendilerine göre bir hayatı yaşayıp, nimetlere dalıp, bunun devamını sağlamak adına, çoğu bu çağrıya kulaklarını kapadılar.

    Bunların içerisinde bu çağrıya en çok karşı çıkan, isyan edip elçilerini öldüren, Hristiyan ve Yahudiler dir.

   O açıdan yüce Allah bunların misallerini, bizlerin daha fazla akıl almamız için yüce Kuran’da çokça zikretmiştir. Bunlar hakkında bizleri çok ikaz etmiş ve uyarmıştır.

Bunlarla olan ilişkilerimizde daha dikkatli olmamızı emretmiştir.

Bizler ise bununla sanki yüce Allah’ın bizlere sadece bir hikâyeyi anlatmış, sadece bizlere bilgi verme şeklinde algılıyoruz. Haşa hikâye değil bunlar. Bir Müslümanın, Müslümanca bir hayatı yaşaması için gereken tavrı öğretiyor bizlere yüce Allah.

 Yüce Allah en çok Yahudi ve Hıristiyanlara peygamberler gönderdi. Ama bunlar her defasında o peygamberlerini inkâr ettiler, eziyet ettiler, zulüm ettiler, sürgün ettiler ve öldürdüler. Ve ardından da ellerindeki, kendilerini mutluğa taşıyacak olan kitaplarını kendi arzu ve heveslerine göre tahrif edip, değiştirdiler.

    Neden bu kadar çok zikredilmiştir, sadece o kavimlerin hakkında bilgi sahibi olalım diye mi Yüce Allah bu kadar Yahudi ve Hıristiyanlardan, kâfirlerden söz etmiştir. Asla hayır. Bizlerin ders alma deryalarıdır. Müslümanlığımız için, kendimize daha çok çeki düzen vermemiz içindir. Sizlere bu toplulukların, kavimlerin ne yaptıklarını ve başlarına neyin geldiğini anlatıyorum ki, bu tür durumlara düşmemeniz, o yanlışları yapmamanız ve başlarına gelen o korkunç belalar sizinde başınıza gelmesin diye anlatıyorum ve ikaz ediyorum, diyor adeta yüce Allah.

 Onlara karşı çok dikkatli olmamızı, ilişkilerimizde oldukça titiz davranmamıza dikkatlerimizi çekiyor. Ne buyuruyor, işte bunlardan bir tanesi:

    "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları yani batıl ideolojilerin mimarlarını, samimi ve güvenilecek bir dost, sözü dinlenecek bir yönetici, himayesine sığınılacak bir koruyucu, kısaca veli edinmeyin! Unutmayın ki onlar, ancak birbirlerinin dostlarıdır. İçinizden her kim onları dost edinecek olursa, o da onlardandır. Çünkü Allah, kâfirlerle böyle sıkı fıkı ilişkiler içinde olan zalimleri doğru yola iletmez! diye buyurmaktadır. (Maide 51)

   Kâfir ve müşriklerle dostluk kuramayacağımızı emrediyor bizlere yüce Allah. Çünkü bunlar Allah kafa tutan insan numuneleridir. Allah’ın dinini yok eden, Kitabını tahrif eden, Elçilerini öldüren, taraftarlarını dağıtan, gerçek anlamda Müslümanlığı ve Müslümanları yeryüzü arenasından silmeye çalışan bir millettir.

Allah’a düşman olan Müslümana dost olmaz. Allah’ın peygamberlerini katleden Müslümanı katletmekten çekinmez. Ve çekinmiyorlar da. Yeryüzünde örnekleri çoktur. Dünyanın her köşesindeki Müslümana yapılan eziyetlerin altında bunların parmağı vardır.

İşte görüyoruz, Filistin’de, Irak’ta, Suriye'de, Mısır'da, Afrika’da, Myanmar’da, doğu Türkistan'da ve daha nice yerlerde. Küfür ve düzeni, Müslümanlık ve Müslümanlar söz konusu olunca tümü bir araya gelir kenetlenir ve Müslümanları hakir etmek için ellerinden geleni yaptılar ve yapıyorlar. O açıdan; Kâfirden dost olmaz

    Allah’ın dost olmaz dediğine hangi cüretkâr kul, dost diyebilir. Bu konuda oldukça duygusal ve müslümanda olmaması gereken şefkatli ve insancıl bir düşünceyle davrananlarımız maalesef oldu. Onlardan dost olacaklarını sananlarımız oldu. Öyle düşünürsek gaflet içerisinde oluruz.

Allah’ın ayetlerine alternatif bir görüşü ortaya çıkarmış oluruz ki, oda Allah muhafaza dinden çıkmayı gerektirir.

        Evet, kıymetli okurlar; Bunlarla hiçbir zaman, dost, müttefik, arkadaş ve yoldaş olamayacağımızı yüce Allah’ın ayetlerinden anlamış olduk. Şimdi gelecek ayette onlarla nasıl dost olabileceğimizi beyan ediyor yüce Allah:

“Sen Yahudi ve Hıristiyanların dinlerine girmediğin sürece, senden asla hoşnut olmayacaklardır. Siz Allah’ın ayetlerine iman ettiğiniz sürece, onlar sizi hiçbir zaman benimsemeyecek, hiçbir zaman dost ve müttefik olarak görmeyeceklerdir. Uydurdukları hurafelerle Allah'ın dinini tanınmaz hâle getiren bu zalimlere de ki: “Asıl doğru yol, sizin kuruntu ve iddialarınız değil, Allah’ın gösterdiği yoldur! ”Yemin olsun ki, sana bu Kur’an aracılığıyla gerçek ilim geldikten sonra, yine de onların arzu ve heveslerine uyacak olursan, kendini Allah’ın gazabından kurtaracak ne bir dost bulabilirsin, ne de bir yardımcı!” .diye buyurmaktadır yüce Allah. (Bakara 120)

     Onlarla tek bir sebeple dost olabilir, arkadaş olabilir ve müttefik olabiliriz. Oda, onların inanç sistemlerine tabi olmakla olabilir. Rabbim uzak duranlardan kılsın

   İşte kendilerine tabi olmayı, Aramıza vazgeçilmez bir adet olarak enjekte ettikleri adetlerinden bir tanesi de yılbaşı kutlama illetidir…         

                                                                                  DEVAMI YARIN Kİ YAZIMIZDA…