Zeki Aydos, "Oğlumla gurur duyuyorum. Onun sayesinde yeniden doğmuş gibi oldum. 55 yaşında değil, 15 yaşında oldum. Diğer çocuklarım da organlarını bağışladı" dedi.

Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan emekli Zeki Aydos, 3 ay önce rahatsızlanması sonucu Etlik Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Aydos’un karaciğerinde tümör saptandı. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Aydos'a karaciğer nakli yapılması kararlaştırıldı. Teknoloji firmasında çalışan Burak Aydos'un karaciğerinin babasıyla uyumlu olduğu anlaşıldı. Geçen hafta 6 saat süren operasyonla nakil gerçekleşti. Zeki Aydos, oğlundan yapılan nakille sağlığına kavuşarak, hayata tutundu. Zeki Aydos'un diğer 2 oğlu ile kızı da organlarını bağışlama kararı aldı.

'YENİDEN DOĞDUM'

Zeki Aydos, anne ve babasını sirozdan kaybettiğini, hastalığını öğrenince kendisinin de umutsuzluğa kapıldığını söyleyerek, "Doktorlar nakil kararı alınca oğlum geldi 'ben veririm' dedi. Bir yandan canıma can katılacak. Ama bir yandan da çocuk orada ‘yarım’ olacak. Eşim, çocuklar, kendileri konuşmuşlar, ben hiçbir şey konuşmadım. Zorlandım önce. 5 parmağın 5'i de aynı. Çok gururluyum. Benim ailem organlarını bağışladı. İlk organı da bana nasip oldu. Şöyle bir düzlüğe çıktım. O düzlükte ne kadar mutlu olduğumu bilmiyorum nasıl anlatırım. Yeniden bir can geldi bana. Yeniden doğdum. 55 yaşında değil, 15 oldum. Ameliyattan çıkınca ilk oğlum Burak’ı aramak aklıma geldi. Onu da yanıma getirmişlerdi. Şöyle merhabalaştık. Ancak göz göze bakıştık işte. Herkes organını bağışlasın. Tek söyleyeceğim budur" dedi.

'BEN KENDİM DONÖR OLMAYA KARAR VERDİM'

Burak Aydos ise hastalığı ilk duyduklarında kendileri için beklenilen bir şey olmadığını belirterek, "Bize de sürpriz oldu. Ama öğrendiğimizde ilk olarak organ nakli birimiyle irtibata geçtik. Gerekli tedavilerin nasıl olabileceğini, kemoterapi mi yoksa organ nakli mi olacak, ilaçlı tedavi mi göreceğini sorduk. Bize ilk öncelik ‘3 aylık bir süreç içerisinde kemoterapi görebilirsiniz’ dendi. Ama kemoterapi görmesini biz istemedik diğer organlara da zarar vereceği için. Sonrasında da organ nakli mümkün olmaya da bilirmiş. Kendi araştırmalarımızı da yapmıştık buna göre. Direkt hiç uzatmadan canlı verici olarak organ bağışı yapmakta bulduk çözümü. Ben kendim daha genç ve sporcu geçmişim de olan biri olduğum için daha hızlı toparlayacağımı düşündüğümden dolayı ben kendim donör olmaya karar verdim. Bunu öğrendiğimizde süreç bizim için çok iyi olmadı. Yani kimse gözlerinin önünde birisinin hasta olup yakında ömrünün daha az kalmış olabileceğini görmek ve düşünmek istemezdi açıkçası. İlk tepkim organımı ben verebilirim oldu" dedi.

'ORGANLAR ÇÜRÜMESİN'

Burak Aydos, "Bize 4 günlük bir süre tanımlandı 'Düşünün taşının kararınızı verin' diye. Biz eve gittik. Kendi aramızda düşündük taşındık. Bir gün sonra doktorumuzdan randevu alarak müracaat ettik. Saha sonra sabah saat 07.30 gibi ameliyathaneye girişimiz oldu. Ailelerimizden trajik olaylarda hayatını kaybedenler olabilir. Hasta olup diğer organları sağlıklı işleyebilen aileler olabilir. Böyle ölümlerden sonra organları toprağın altında çürütmektense, başka birisinin de hayat olmasına vesile olurlarsa kendi gönüllerini de ferah tutarlar" dedi.

'EN KISA SÜREDE TABURCU EDECEĞİZ'

Etlik Şehir Hastanesi Organ Nakli Kliniği’nden Uzm. Dr. Mehmet Hanefi Çanakçı ise canlı vericiden karaciğer naklinin dünyada çok yaygın yapıldığını söyleyerek, "Ülkemiz de bu konuda çok büyük tecrübeye sahip. Tabii ki öncelikli olarak kadavradan karaciğer nakilleri tercih edilse de ülkemizde donör kadavra bağışı çok az olduğu için canlı verici tercih ediliyor. Canlı verici karaciğer naklilerinde bizim için çok kıymetli. Hastamızın genel durumu şu an iyi. Vericimizle alıcımızla da herhangi bir problemimiz yok. Rutin takiplerimize devam ediyoruz. En kısa zamanda da taburcu etme planımız var" diye konuştu.

Kaynak: DHA