ÖĞRETMEN KİMDİR

 

Öğretmen her şeyden önce kendine teslim edilen tertemiz ruhlara, dimağlara şekil veren bir ruh sanatkârıdır. O yetiştirdiği öğrencileri ile kendi yaşadığı dönemi, hatta çağını aşan bir gelecek mimarıdır.

Öğretmen, öğrencisine güvenen ve güven veren, her zaman pozitif düşünebilen, yenilikçi, öğrenmeye açık, kendini, içinde bulunabileceği her türlü olumsuzluklardan arındırarak öğrencisine iyi bir model olması gereken bir insandır.

Öğretmen, o geniş hoş görüsünün içinde sabrı yaşayan ve yaşatan bir abidedir. Derslerden daha önemli olan öğrencisine, yani insana değer vererek toplumdaki görevini iyi bireyler yetiştirerek yerine getiren ağır işçidir. Bu işçilik, maddi birçok sıkıntısına rağmen manevi yönü ağır basan bir işçiliktir.

 Biz öğretmenler, zamanın değer yargılarıyla çatışmadan, anlaşmazlıklara karşı daima uzlaşmacı yaklaşımlar getirerek, karakteri sağlam nesiller yetiştirebilirsek yaptığımız işin gönül rahatlığını yaşarız. Nedense “biz” çoğul ekini kullanmayı uygun buldum. Çünkü an be an yaşadığımız, hep omuzlarımızda hissettiğimiz bu eğitim seferberliğine ekip ruhunun hakim olması gerektiği kanısındayım.

Her meslek özel ama öğretmenlik çok daha özel bir hizmet alanıdır. Çünkü anne ve babalar, öğretmenlere en değer verdikleri varlıklarını yani çocuklarını emanet ediliyor. Öğretmenler ülkemizin geleceğinin mimarları, rol modelleri ve en önemlisi de orası uzak, burası kötü demeden yurdun dört bir yanında en zor koşullarda görev yapıyorlar.

Başka mesleklerde zor koşullarda görev yapan yok mu? Elbette var. Ama öğretmenlerin yeri bir başkadır. Öğretmenlik mesleğini başka mesleklere bakarak değerlendirmek öğretmenleri incitmektedir. Öğretmenler sadece derse girip, çıkmıyor. Öncelikle öğretmenler her ders için ayrı bir hazırlık sürecini tamamlıyor.  Sınavların okunması, ödevlerin değerlendirilmesi, zümre toplantılarına katılması bunların elektronik ortama aktarılması gibi daha onlarca hiç gözükmeyen görevleri var. Burada uzun uzun öğretmenlik mesleğinin erdemlerini, çalışma koşullarını evine mesai saati dışında iş götüren nadir mesleklerden birini olduğunu anlatarak bir savunma durumuna da girmek istemem.

Ancak şunun da bilinmesinde fayda vardır; milyonlarca öğrencisi olan yüz binlerce öğretmeni olan eğitim dünyamızda kuşkusuz her şey tozpembe değil. Bütün sorunların merkezinde öğretmeni suçlamakta hakkaniyet ölçüleriyle pek bağdaşmıyor. Öğretmenlik elbette günün hızla değişen koşulları içerisinde kendini yenilemesi gereken bir meslektir. Her meslekte olduğu gibi kendini yenilemeyen hatta aldığı maaşı hak etmeyenler de olabilir. Ama bütüne bakmak ve eleştirilerimizde vicdan ölçüsü içerinde yapmakta fayda vardır.

Başka mesleklerle karşılaştırmak topluma öğretmenlik mesleğini doğru bilgilerle anlatmadan bir kamuoyu oluşturarak toplumsal barışın ayarlarını da bozacaktır. Diğer meslek mensupları ve vatandaşlarla karşı karşıya gelen öğretmenler ister istemez kendini savunmaya çekecek ve zamanla istek kaybına uğrayacaklardır.

 Bu çerçeve de öğretmenlik, tüm iş ve mesleklerin ötesinde yüce ve ulvi bir meslektir. Bu mesleği yapan kişilerse çerçevenin özelliklerini taşıdıkları ölçüde öğretmendir. Öğretmenlik atama ile gelinen bir meslek değil, öğrenciler tarafından, yürekten verilen ve yıllar geçtikçe unutulmayan, eskimeyen ve değerini kaybetmeyen bir payedir.

 Öğretmen; yapıcı ve yaratıcıdır. İnsan haklarına saygılıdır. Öğretmen özverili, çevreye güven ve inanç veren, içi insan sevgisiyle dolu bir kişidir. Öğretmenler sevgi dağıtır. İçimizi aydınlatır. Bizi doğruya yöneltir. Bilgili kişiler olmamız için çaba gösterir. Dünyayı tanıtır. Öğretmen her alanda yeniliği, yenileşmeyi savunur. Gerçekleri anlatır. Beceri ve yeteneklerimizin gelişmesine yardımcı olur.

Kısaca analar doğurur, öğretmenler yetiştirir. 

Öğretmenler günü ve haftası vesilesiyle buradan tüm meslektaşlarımın öğretmenler gününü kutluyorum.

Diğer bir teşekkürü de ilkokul öğretmenim ve halen Batman Zübeyde Hanım İlkokulunda görevine devam eden binlerce öğrenci, öğretmen, doktor, mühendis yetiştiren Süleyman ARİF öğretmenime şükranlarımı sunarım.