Toplumun derdini yüklenen aktörler vardır etrafımızda olan; Ama fark edemediğimiz ya da fark edilse de hakkını teslim edemediğimiz. Sadece bilgi değildir işleri! Aynı zamanda örnek modeldir ve açlık duyanlara Öğretim metot ve teknikleri ile zihinsel gelişimini sağlayacak adımları attırmaya çalışır.

Yetmez…

Öğretim basamakları dışında kişisel gelişim modelleri olan Zihinsel, Sosyal ve Bedensel Gelişim Evreleri’ nin edinilmesinde rehberlik ederek, Eğitim olgusuna katkılarını devam ettirir.

Öğretmenlik misyon ve sorumluluğunu yüklenen aktörlerin derdi sadece kendisi ve ailesi değildir aslında… Kendi yeterliliği ve donanımı ile bebeklik, çocukluk, ergenlik sonrası kendisine emanet edilen değerli varlığı, tüm bütünlüğü ile şekillendirecek çabaları kendisini de tatmin edecek ve ortaya değer koymanın bilincini yüklenecek şekilde geliştirme gayretine girer.

Çünkü sorumluluk, görev bilinci, insan varlığının değeri, ilahi ve insani şuurun karşılanması gereken beklentilerini hedefe varmanın yoğunluğu ile İrade’ leri ve Akıl’ ı değişim-gelişim aşamalarına yönlendirmenin faaliyetlerine soyunur. Hizmet bilincinin özünde ise alınacak olan maddi karşılık yoktur ve zaten maddi karşılıklar da karşılayamaz ortaya konan çabaları-emekleri…

O’ nun için sorumluluk bilinci bir gereklilik, Hizmet aşkı gelecek kuşakların ellerimize teslim edilen Kaderi, Varlığımız ise yaşadığımız anın, coğrafyanın ve insanımızın teminatı olmanın kaçınılmaz bir sonucudur.

Yaşam alanlarının en dinamik alanı ve merkezi “Eğitim” dir. Eğitim elemanlarının önde gelen görev bilinci de insan eğitimine sağlanması gereken katkıların yüksekliğidir. Gelişim evreleri insan hayatında dönemsel özellikler gösterse de her yaşın ve sürecin edinilmesi gereken kazanımları vardır. Önemli olan eğitim olgusunun bilgi ve eylemsel edinimlerinin Toplumsal İyi’ den yana baskınlık göstermesidir. İstendik davranış ve eylem tarzlarının zihinsel-sosyal ve bedensel gelişim aşamalarında insan için bir zorunluluk olduğu unutulmadan, eğitim ortamlarının zenginliğini sağlamanın girişimlerini canlı tutmak gerekiyor.

Eğitim, insan davranışlarında istendik eylem tarzları edinme sürecinin ifadesi olmakla birlikte, yaşam alanlarının diğer unsurları olan manevi ihtiyaçların da (ahlaki davranışlar, geleneksel kurallar, dini anlayışlar, toplumsal kültür kalıpları gibi) giderilmesinde öncülük yapan unsurları uyumlu hale getirmenin çabalarını da sürece dâhil etmenin gayretlerini göstermeyi hedef edinir.

Eğitim olgusunun hayat felsefesi insan merkezli gelişlim evreleri olduğundan, okul ortamında farkındalık yakalamanın uğraşlarını canlı tutmanın gayretlerini ön plana almak lazım.

Çağımız ve İnsanlık, “Güç” olgusunun (Bilgi ve Teknolojinin) en sınırsız haline ulaşmanın zaferini duyumsuyor. Elde edilen Güç olgusunun temelinde İnsan Akıl’ ı ve Zekâ’ sı, ulaşılan bilimsel seviye, teknolojik çalışmaların önümüze serdiği araç ve aletlerin sağladığı dinamikler yer almakta.

Akıl ve Zekâ sayesinde Bilgi-Güç sahibi olmayı sağlaması, bilimsel ve teknolojik yapılanmayı gerçekleştirmesi, insan yaşamını üst sınırlara çıkarma amacını gütmesi yönüyle eğitim alanının aktörleri olan öğretmenler, Hizmet kültürünü insan hayatı üzerine kurgulamışlardır. Eğitim alanı, toplumsal yapının birey-grup bilincinde sosyalleşme sürecini sağlama amacı güden bir dönemsel uygulamayı ifade etmekle birlikte; Davranışta, eylemlerde, zihinsel işleyişte istendik yansımalar oluşturması beklenen kavramsal bir içeriğe sahiptir. Eğitim sınırsızdır ve insanın doğumundan, ölümüne kadar gelişim evrelerine göre programlanan özelliğiyle donanımsal bir yapıyı özünde barındırır.

İnsan yaşamında eğitim ve psikolojik-sosyal gelişimin devamı noktasında gerekli edinimler ailede başlamakla beraber, okul çatısının varlığıyla anlam kazanmaya başlamaktadır. Ayrıca ahlaki değerleri edinip, iyi ile kötü arasında bireyler arası denge halinin sağlanması için eylem tarzları belirlemenin çabalarını gösterir. Edinilmesi gereken kazanımları, öğrenmenin aracılığını da okul çatısının ana parçası olan öğretmen yapar.

Eğitim, insan kalitesini yükseltme özelliğine sahiptir. Olumlu davranışların sergilenmesinde eğitimin yönlendirici misyonu, ferdin sorunlarına çözüm bulmayı sağlayan etmenleri sağlamaktadır. Okul ortamının ve eğitim kadrosunun ilkesel hedefler uğrunda yapısal dönüşümler yaratarak insan kalitesinin donanımsal içeriklerini kazandırma noktasında gayret gösterdiğini duyumsamak gerekiyor.

“Öğretmen olmak zordur” demek basit bir çıkarım olmakla birlikte, sorumluluk ve insan hayatına yönelik yerine getirilmesi gereken şuur halinin omuzlara yüklenen ağırlığı göz önüne getirilince, eğitimin-öğretimin önderliğine soyunanların, hakikaten kolay şeylerle uğraşmadığı görülebiliyor. Bu yüzden Yeterlilik ve Liyakat özelliklerinin uzantısı olan Rol Model olma halini edinmeye çalışan ve irade-akıl yeteneklerini kullanma becerisi kazandırma hedefi gözeten eğiticiler için değer biçilemez.