Çocuğun iletişim kuramaması, öz bakım becerilerini geç kazanması ya da tehlike algısının olmaması gibi durumların aileleri yalnızlaştırabildiğine dikkat çeken Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, otizmli çocukların ailelerinin yaşadığı zorlukları, duygusal yükleri ve sosyal desteğin öneminden bahsetti.

Otizmli bir çocuğun ihtiyaçlarını anlamak aileleri zorlayabiliyor!

Otizm gibi gelişimsel bozukluğu olan çocuğa sahip ailelerde aile içi ilişkilerde sorunların ortaya çıkabildiğine değinen Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Anne babalar otizmli çocuklarında karşılaştıkları ve tanımlayamadıkları bir dizi davranışla baş başa kalır.” dedi.

İletişim kuramayan bir çocuğun gereksinimleri ve isteklerini anlamaya çalışmanın, tuhaf ve alışılmamış davranışlarıyla baş etmenin, çocuk tehlikeleri tanıyamıyorsa sürekli olarak kontrol etmeye çalışmanın aileleri yorabildiğini aktaran Luş, bu durumda bazı ailelerde suçluluk duygusunun ön plana çıktığını bazı ailelerin de aşırı kaygılanıp panik yaşayabildiklerini dile getirdi.

Yalnız bırakılan aileler kendi hayatlarından fedakarlık yapmak zorunda kalıyor! 

Özellikle ilk tanı konulduğu zaman ailelerin çoğunun, otizmin nasıl bir hastalık olduğunu bilmediğine dikkat çeken Luş, “Ebeveynler, çocuklarının durumunu ilk başlarda büyük bir üzüntüyle karşılıyor, zamanla da duruma alıştıklarını ifade ediyorlar.” dedi.

Bazen, diğer aile fertlerinin otizm konusunda bilinçli olmadıkları için anne babaları yalnız bırakabildiklerini de kaydeden Luş, “Bazı aileler hangi eğitim kurumunun çocukları için daha iyi olacağı gibi konularda karar vermede zorlanıyor. Çocukların öz bakım becerilerini çok geç kazanması, mesela tam anlamıyla tuvalet eğitimini gerçekleştiremiyor olması, yemeği kendi kendine yememesi gibi durumlarda bazı anne babalar, çocuklarına bakabilmek için iş hayatlarında veya özel hayatlarında birçok şeyden vazgeçip kendilerini çevrelerinden soyutlayabiliyorlar. Bazen de ebeveynler durumu kabullenmede çok zorluk yaşayıp, depresyon gibi psikiyatrik hastalıklara yakalanabiliyorlar.” şeklinde konuştu.

Otizmli bir çocuğa sahip ailelerin, zorluklarla başa çıkması için sosyal destek çok önemli!

Girdikleri ortamlarda çocuklarının sorunlu davranışlar sergilemelerinin anne babaların çaresiz hissettikleri, bazen de öfkelendikleri durumlardan olduğunu vurgulayan Luş, “Çocuklarına farklı bir gözle bakılması ve dışlanması da aileleri oldukça üzen bir durum. Aileler çocuklarının da diğer çocuklar gibi görülmesini istiyor.” dedi.

Ayrıca ailelerin, çocuklarının geleceğine yönelik endişe duyduklarının da altını çizen Luş, sözlerini şöyle tamamladı:

“Çocuklarının ileride kendi kendilerine nasıl bakacağı, tek başlarına yaşamlarını nasıl sürdüreceği gibi konular önemli bir endişe kaynağı. Anne babaların otizmli bir çocuğa sahip olmakla ilgili zorluklarla başa çıkması için sahip oldukları sosyal destek mekanizmaları çok önemli. Yeterli sosyal destek sistemlerine sahip olmak anne babaları daha güçlü hale getirir. Yerel yönetimlerin ve gönüllü kuruluşların çalışmaları, sosyal hizmet uzmanlarının özel eğitim merkezlerinin, çocuk psikiyatri kliniklerinin sayılarının arttırılması önemli.” 

Kaynak: İLKHA HABER AJANSI