Sosyolog Taner Günce, toplumun en temel yapı taşı olan aile kurumuna yönelik yaptığı açıklamada, günümüz toplumsal değişimlerinin aileyi hem fiziksel hem de işlevsel açıdan sarstığını belirtti.

Ailenin önemine dikkat çeken Günce, "Aile çözülürse, toplum çöker" diyerek, ciddi uyarılarda bulundu.

"Bireysel kimliğin oluşmasında merkezi bir rol oynar"

Ailenin, yalnızca bireylerin değil, toplumun da en küçük ve en temel yapı taşı olduğuna vurgu yapan Günce, "Aile, toplumsal düzenin, kültürel aktarımın ve bireysel kimliğin oluşmasında merkezi bir rol oynar. Bu nedenle, aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi yalnızca bir bireysel sorumluluk değil, aynı zamanda kamusal bir görevdir." dedi.

Günümüzün hızlı toplumsal değişim süreci, dijitalleşme, kültürel dönüşümlerin aile yapısını doğrudan etkilediğini ifade eden Günce, bu da aileyi hem fiziksel hem de işlevsel olarak sarsabildiğini söyledi.

"Aile yapısının çözülmesi pek çok toplumsal sorunu tetikler"

Ailenin, sosyalleşmenin ilk başladığı yer olduğuna işaret eden Günce, şöyle devam etti:

"Birey, toplumsal normları, değerleri ve kimlik algısını öncelikle aile içinde öğrenir. Aynı zamanda sevgi, güven, dayanışma ve aidiyet gibi temel duygular da aile ortamında gelişir. Bu yönüyle aile, hem bireyin psikolojik sağlığı hem de toplumun bütünlüğü açısından vazgeçilmezdir. Ancak sosyolojik açıdan bakıldığında, aile yapısının çözülmesi; suç oranlarında artıştan, psikolojik rahatsızlıkların çoğalmasına kadar pek çok toplumsal sorunu tetikleyebilmektedir."

"Evlilik yaşlarının ilerlemesi, doğurganlık oranlarının düşmesi değişimin sonucudur"

Kentleşme, bireyselleşme ve dijitalleşme geleneksel aile yapısında belirgin değişimlere yol açtığını belirten Günce, "Evlilik yaşlarının ilerlemesi, doğurganlık oranlarının düşmesi, boşanma oranlarının artması ve tek ebeveynli ailelerin çoğalması, bu değişimin sonuçları arasındadır. Ayrıca sosyal medya ve dijital yaşam, aile içi iletişimi zayıflatmakta; yüz yüze ilişki dinamiklerinin yerini sanal etkileşimler almaktadır. Bu durum, aile bağlarının zayıflamasına ve bireylerin yalnızlaşmasına neden olmaktadır." diye konuştu.

"Aile içi iletişim, empati, sorumluluk ve değerler eğitimi önemli temel faktörler"

Aile değerlerinin korunması, ancak toplumsal farkındalıkla mümkün olduğunu vurgulayan Sosyolog Taner Günce, şunları söyledi:

"Bu noktada aile içi iletişim, empati, sorumluluk ve değerler eğitimi gibi konular önemli temel faktörlerdir. Ebeveynler için sürekli eğitim programları geliştirilmelidir. Ayrıca evlilik öncesi rehberlik ve evlilik süreci eğitimi gibi uygulamalar yaygınlaştırılmalıdır."

"Televizyon programları, dijital içerikler aile kurumunu zedeleyici değil, destekleyici olmalı"

Aile yapısının korunmasında kültürel değerlerin yaşatılmasının önemli olduğunu belirten Günce, "Dayanışma, saygı, hoşgörü ve sorumluluk gibi değerlerin hem bireysel hem de toplumsal düzeyde içselleştirilmesi gerekir. Medya, bu noktada önemli bir rol üstlenmektedir. Televizyon programları, diziler ve dijital içeriklerde aile kurumunu zedeleyici değil, destekleyici olması teşvik edilmelidir. Aile içi çatışmaların sağlıklı biçimde çözülmesi için yaygın ve erişilebilir aile danışmanlığı hizmetleri önem arz etmektedir." ifadelerini kullandı.

"Aile özel değil, kamusal bir değerdir"

Günce açıklamasında, aileyi yalnızca özel hayatın bir parçası değil, kamusal sorumluluğa sahip bir kurum olarak tanımlayarak şu sözlerle çağrıda bulundu:

"Aileyi korumak, geleceği korumaktır. Aileyi korumak, aslında toplumu korumaktır.
Bu bağlamda toplumun ve bireyin ortak sorumluluk üstlenmesi gerekir. Aileyi yalnızca bir özel alan değil, kamusal bir değer olarak görmek; onu sosyal politikaların ve toplumsal söylemlerin merkezine yerleştirmek, sağlıklı ve güçlü bir toplumun ön koşuludur." 

Kaynak: İLKHA HABER AJANSI