TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeleri süren 'Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin yasalaşması ile kenevirden elde edilen çeşitli ürünlerin eczanelerde satışı mümkün olacak. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doktor Sıla Özlem Şener, tıbbi kenevirin, özellikle 'Dravet sendromu' ismi verilen bir epilepsi türünde çok önemli etkilerinin olduğunun gözlemlendiğini belirterek, "Hatta bu anlamda da Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından kullanılması onaylandı. Tıbbi kenevirin, geçmişten itibaren ağrı giderici olarak kullanıldığına dair çeşitli veriler ve belgeler var. Bununla birlikte Antik Roma'da da yine benzer şekilde kullanımı mevcut. 1800'lü yıllarda, özellikle 1900'lü yıllarda kullanımı oldukça yaygın. O dönemde, 2 farklı hücre grubunda, son derece etkili olan maddeler ile parkinson hastalığı ya da epilepsi gibi birçok rahatsızlığı tedavi edebiliriz düşüncesi doğuyor. Çünkü nöronlar üzerinde özellikle çok yüksek oranda koruyucu etkinliği saptanıyor" diye konuştu.
'ALZHEMİR HASTALIĞINA DAİR OLUMLU SONUÇLAR'
Doktor Şener, özellikle kanser hastalarındaki kemoterapi sonrası bulantı kusmanın baskılanarak giderilmesinde kullanıldığının tespit edilmesi ve aids hastalarındaki kilo kaybının giderilmesinde kenevirin kullanıldığını söyleyerek, "Yine çalışmalar doğrultusunda, Alzheimer hastalığına dair de olumlu sonuçlar alınıyor. Zaten kenevirin keyfi amaçlı kullanımı kesinlikle önerilmiyor. Bu anlamda denetimi ve kısıtlamalara kesinlikle gidilmeli. Diğer türlü baktığımızda, 'zararı var' diye hiç yönlenmemek tıbbi kullanımının ya da tıbbi herhangi bir terapotik potansiyelinin keşfinden bizi alıkoyacaktır. Kontrol edildiği takdirde ki bu hekim kontrolünde olmalı, eczanelerde kesinlikle satılmalı, yine Sağlık Bakanlığı denetiminde gerçekleştirilmeli. Zaten mevcut, planlanan yasa tasarısında da belirli bir kontrol mekanizması kapsamında tıbbi amaçlı kullanımına yönelik çalışmalar sürdürülüyor" ifadelerini kullandı.
'ÖZEL İZİNLE YURT DIŞINDAN GETİRİLİYOR'
Karaciğer rahatsızlığı ve karaciğer yetmezliği olanlarda kullanılmasının önerilmediğine de dikkat çeken Şener, "Psikiyatrik rahatsızlıklarda da olumlu sonuçlar alındığına dair veriler var. Mevcut durumu daha kötüleştirdiğine dair veriler de var. Çelişkili çalışmalar var aslında bu anlamda. O yüzden bazı psikiyatrik rahatsızlıklarda dikkatli kullanılması gerektiği öneriliyor. Bununla birlikte yine böbrek yetmezliği olan hastalarda, yine hipertansiyonda kullanımı var ama yan etki olarak hipotansiyon dengelenmezse olumsuz bir etki yaratabilir. Yine bazı diyabet hastalarında diyabete karşı da kullanıldığı varsayılıyor ama bununla birlikte diyabet hastalarında da kontrol altında kullanılması gerektiğini ifade edebiliriz. Dünyada kenevirin tıbbi kullanımının giderek arttığını söyleyebiliriz. Dünyada yasal prosedürler, yasal zeminler genişletiliyor. Ülkemizde de bu ilaçlar, birkaç özel izinle yurtdışından getiriliyor. Özellikle kemoterapi sonrası mide bulantısı ve kusmanın giderilmesi amacına yönelik olan ilaçlar Türkiye Eczacılar Birliği'nin düzenlemeleri ile birlikte getirtilebiliyor" dedi.
'TIBBİ AMAÇLI KULLANIMININ ÖNÜ AÇILACAKTIR'
ABD'de 30'un üzerinde eyalette, Almanya'da, Kanada'da, İspanya'da, İtalya'da ve Hollanda'da tıbbi amaçlı kullanımının mevcut olduğunu söyleyen doktor Şener, "FDA onaylı olan versiyonları da, onaylı olmayan versiyonları da, epilepsi hastalığında tedavi amaçlı kullanılıyor. Türkiye'de, kenevir alanında Yozgat ve Samsun'da iki farklı enstitüde çalışmalar yürütülüyor. Buralarda endüstriyel anlamdaki üretimler devam ediyor, inşaat sektöründen, tekstil sektörüne kadar kullanılabiliyor. Kenevirin aynı zamanda besleyici bir potansiyeli de var. Tıbbi amaçlı kullanımları da, araştırmalar da dünya çapında devam ediyor. Bu anlamdaki üretimler arttırıldığında kontroller, kalite kontrol sistemleri, iyi imalat uygulamaları artırıldığında, kenevirin tıbbi amaçlı kullanımının önü ve yolu açılacaktır. Bir madde grubuna 'bu zararlıdır, çalışmayalım' demek, eğer bir faydalı etkisi varsa, onu keşfetmemizin önünde engel olacaktır" diye konuştu.
'TÜRKİYE KENEVİR TARIMINDA MÜSAİT'
Şener, en büyük handikabın, kenevirin bağımlılık yapma potansiyeli olduğunu da söyleyerek, "Ama bununla birlikte, cilt sağlığından, gastrointestinal sistem sağlığına, kardiyovasküler sistem sağlığına, bilişsel fonksiyonlara kadar çok olumlu gelişmelerin kaydedildiği klinik çalışmalar mevcut. Tüm bunlar Türkiye'de neden olmasın ya da Türkiye'de araştırmalar desteklendiği takdirde yeni ilaç molekülleri de benzer şekilde keşfedilebilir. Türkiye kenevir tarımına oldukça müsait bir ülke ve tüm bunlar sağlandığı, yeterli analizler ve yeterli kontroller yapıldığı takdirde eczanelerde satışlarında izin verildiği, doktor-hekim kontrolünde, hekimin reçetelendirilmesiyle alınabildiği, Sağlık Bakanlığı'nın kontrolünde, yine yetiştirilmesinin Tarım Bakanlığı'nın kontrolünde olması durumunda bu düşünülen ya da öngörülen bazı etkiler elimine edilebilir" ifadelerini kullandı.