Toplum olarak, aile olarak, bir birey olarak kadınlara değer vermediğiniz, Sevgi göstermediğiniz her KADIN maalesef ki hak ettiği değeri göremediği için, çoğu alanda geri planda bırakılıyor, ‘elinin hamuruyla bu işlere karışma’ denilen bir duruma düşüyor kadın.
Bunları yüzyıllar boyunca tekrar tekrar dile getirsek de, kadınların üstündeki büyük bir baskıyı, milyon kere dilendirsek de aynıyız aynı zihniyetsizlikle devam ediyoruz.
Kadın dediğimiz varlık sizin için ne ifade ediyor? Ben hatırlatayım;
Kadın o kadar önemli bir varlıktır ki Seni 9 ay karnında taşıyan, çekilemeyecek sancılarla seni doğuran ve doğurduktan sonra seni beslemek suretiyle, güven, bağlanma, aidiyet duygusu aşılayan gelişiminin temellerini ilk defa sana tüm özverisiyle verendir kadın. Sana anne olan, eş olan, evlat olan, kardeş Olan fedakâr, cefakâr olandır kadın.
Kadınlar yeryüzünü çiçek kılan varlıklardır.
Çiçekleri koparıp koparıp ezmeyin.
Solmaya mahkûm bırakmayın.
Sevgiyle, şefkatle, adaletle, vicdanla sevin.
Toplumdaki en büyük zayıflıklardan biri de sevgisizlik, eşittir verimsizlik.
Çoğu kadın özgüvensizliğe, korkuyla yaşıyor. Oysaki kadın gücü erkek gücünden çokça fazla
Beyin gücünden bahsediyorum.güç dediğimiz şeyi de çok farklı bir şekilde algılamış bir toplumuz.vurmakla kırmakla güç olmaz olamaz..
Peki tüm bu duyguların, olguların kaynağı olan kadın, biri bin yapan, hayata dâhil olmak isteyen ve olması gereken kadının toplumdaki yeri nedir? Sadece anne olarak değil, eş olarak, abla olarak, kardeş olarak, kız çocuğu olarak birçok konuda düşünmek gerekir kadının yerini.
Köle olarak değil. Özellikle kadınlara yönelik olan bu baskıya çoğumuz maruz kalmışızdır. Bazen öyle hayatlara şahit oluyoruz ki içim içimi yiyor.
Kadınları birçok konuda geri planda bırakmak istiyorsunuz. Oysaki yapılan araştırmalara göre kadının erkeklere göre daha çok yönlü düşünebildiği, duygu yoğunluklarını çok daha güzel mantığa bürüyerek işlerini halledebildiği görülmüştür. Ancak hal böyleyken iş yaşantısında, siyasette, trafikte, sosyal hayatta kadının daha az yer aldığını görüyoruz.
Sen kadınsın yapamazsın.
Modern çağda kadının eşit düzeyde ve rekabetin içinde olması hem bireylerin hem ailelerin hem de toplumun gelişmesi için çok önemli bir unsurdur. Yaşadığımız şu hayatta, sokakta, iş yaşantısında, trafikte, ev işleri paylaşımında, aile içinde hiç ya kadın olsaydım diye düşünüyor muyuz acaba?
Belki de bilinçaltımıza yerleşmiş bazı kalıpları, sözcükleri ayıklama ve çıkarma vakti geldi de geçiyor bile. Sadece erkeklerin değil bazen kadınların da kanıksadıkları bazı durumları sorgulamaları ve değişim için atabilecekleri adımı atmaları gerekiyor.
Ancak bu cinsiyet eşitliği, kadın hakları gibi önemli konular sadece yasalarla değil bu durumun önemini, psikolojik boyutunu kavramayla yani toplumda bu duruma dair bir kültürün oluşmasıyla tam olarak aşılabilir.
Unutulmasın ki cinsiyet eşitliği hem erkek hem de kadın için olması gereken bir olgudur. Bu önemli konuda sadece bir gün değil her an empati yapmak ve kadın olsaydım diye düşünmek gerekiyor.
Bir kadınsan ve bir gün bir erkek çocuğuna sahip olursanız ona kadından üstün olmadığını, kadının bir nesne olmadığını öğretin. Daha güzel bir nesil kadınların ellerinde unutmayalım!
Ama şimdiyi düzeltmek ise kadının susmamasından geçiyor. Kadınlar eğer susmazsa haklarını savunursa toplumda hak ettikleri yere gelecektir.