Toprağın yalnızca tarım için değil tüm canlı yaşamı için kritik önem taşıdığını belirten Doğan, dünyanın birçok ülkesinde koruma yasalarının artırılmasına rağmen kayıpların devam ettiğini söyledi.
Doğan, toprağın yeryüzünün ilk 15-20 santimetrelik bölümünden başlayıp bir-iki metre derinliğe kadar uzanan ve tüm yaşamsal döngülerin gerçekleştiği bir katman olduğunu ifade ederek, “Toprak; bitkilerden ormanlara, mikroorganizmalardan yabani hayata kadar tüm canlılara ev sahipliği yapıyor. Bu, insanoğlu için de aynı derecede önemlidir.” dedi.
Dünya Toprak Günü’nün 2002 yılında Uluslararası Toprak Bilimi Birliği tarafından ilan edildiğini hatırlatan Doğan, kontrolsüz arazi kullanımı nedeniyle birçok ülkenin koruyucu düzenlemeler yapmak zorunda kaldığını kaydetti.
“MEVCUT TEDBİRLER YETERLİ DEĞİL”

Türkiye’nin AB uyum sürecinde tarım ve toprak konularının önemli başlıklar arasında yer aldığını belirten Doğan, bu çerçevede 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamında her ilde Toprak Koruma Kurulları oluşturulduğunu ancak uygulamaların yeterli olmadığını ifade etti.
“Yerleşime açılan alanlar, plansız yapılaşma, kimyasal ve biyolojik etkiler toprağa büyük zarar veriyor” diyen Doğan, toprağın korunması için daha güçlü ve etkin tedbirlere ihtiyaç olduğunu söyledi.
Uluslararası Toprak Bilimi Birliği’nin, mikroorganizma yoğunluğu nedeniyle toprağı “canlı bir varlık” olarak nitelendirdiğini aktaran Doğan, insan yaşamının devamının da bu hassas katmana bağlı olduğunu belirtti.
“TOPRAĞI KAYBETMEK GELECEĞİMİZİ KAYBETMEKTİR”
“İnsan gıdasının, gıda güvenliğinin ve yaşamın merkezi topraktır. Toprağı kaybetmek demek geleceğimizi kaybetmek demektir.” sözleriyle çağrı yapan Doğan, herkesin hem doğal hem de insan kaynaklı tehditlere karşı sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurguladı.
Dünya Toprak Günü vesilesiyle toplumsal bilinci artırma çağrısı yapan Doğan, “Toprak, bütün yaşamın temelidir. Onu korumak hepimizin sorumluluğudur.” dedi.





