Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarının açıklanmasının ardından öğrenciler, 30 Temmuz-11 Ağustos tarihleri arasında tercih yapacak. SODİMER kurucusu Prof. Dr. Levent Eraslan, politikacıların sınavlar üzerinden alınan sonuçlarla ilgili kimi argümanlar geliştirip, bunu kendi siyasetlerinde kullandığını belirterek, "Bu çok doğru bir şey değil. Çocukların verdiği emek, ailelerin verdiği emeği lütfen göz ardı etmeyelim. Sınav sonuçları, üzerinde politika yürütülecek bir şey değil. Varsa eleştiriler elbette karar mercileri bunu dikkate alır. Ancak Sayın Bakanımız Prof. Dr. Yusuf Tekin Hoca'nın da ifade ettiği gibi bu sınav şaibesiz bir sınavdır. Sınavda herhangi bir şekilde olumsuzluk, herhangi bir şekilde soru sızdırılması mümkün değildir. Özellikle 1’inci sayılarına baktığımız zaman bu çok normal bir rakamdır. Özellikle son dönemde biliyorsunuz Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile beraber değişen eğitim sisteminde çocuklarımız daha farklı bir öğretim sürecinden geçiyor. Okullarda destek alıyorlar. Ders dışı etkinliklerde de bunları destekliyorlar. Ancak ne yazık ki dezenformasyonun çok bol olduğu bir hafta yaşadık. Bu çocukların moral motivasyonları ve en önemlisi sisteme, uygulamaya olan güvenlerini sarsıyor" dedi.
‘ÖĞRENCİLER, İLGİ VE YETERLİLİKLERİN FARKINDA OLMALI’
Üniversite tercihi yapacak olan öğrenciler için tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Eraslan, öğrencilerin bu süreçte 3 noktaya özellikle dikkat etmesi gerektiğini belirterek, “Burada 1’inci ilke mutlaka çocuğun kendini tanıması. Kendi ilgi, yetenek, bilgi ve yeterliliklerinin farkında olması. Hangi meslek grubunda mutlu olup olamayacağının belirlenmesi. Yani çocuk öğretmenlik fakültesi okuyup, daha sonra iletişimci de olabiliyor. Ya da baktığımız zaman kapalı ortamda çalışmaktan çok hoşlanmıyor ama ofis memurluğu ya da bununla ilgili meslekler seçebiliyor. Bu yüzden bu çok önemli. 2’nci ise 'sıralama' dediğimiz bir bağlam var burada. Bu çok önemli. Çünkü puanlar sınavın zorluğuna göre değişkenlik gösteriyor. Ama sıralamaya bakmaları çok önemli. 200 bininci olan bir çocuk tercihlerde 150 binlerden başlayacak. Biz buna 'uzak hedef' diyoruz. Ortalara ulaşılabilir hedeflerini koyacak. 200 bine giren, 220 bin, 300 bine kadar inmesini biz tavsiye ediyoruz. Onlar da garantili yerleri olacak. Baktığımız zaman vakıf üniversitelerini çok iyi analiz etmelerini öneriyorum. Bu arada bu tercih süreci bir veri analizi. Burada da YÖK'ün Atlas programı, bakanlığımızın yayınladığı yayınlar ve en önemlisi YÖK'ün tercih kitapçığı. Bunlara bakmamız lazım" diye konuştu.
‘ÜNİVERSİTE, GELECEK KİMLİĞİN İNŞASI’
Prof. Dr. Eraslan, üniversitelerin sadece binalardan ve tabelalardan ibaret olmadığını vurgulayarak, "Üniversiteyi üniversite yapan oradaki hocalardır. Onların mutlu olması, refah olması akademideki niteliği arttırır. Ve bir diğeri lütfen ailelerle beraber bu tercih sürecini yapalım. Çok büyük gerginlikler olduğunu duyuyorum. Çocuklar, anne babayı üzmeyin. Anne babalar da çocuklarla iletişim kurun. Bu bir finans bütçe işi aynı zamanda. Büyük şehirlerde okutmak zor oluyor. Bu yüzden de yan kentlere kayıyor insanlar. İstanbul yerine İzmit'e, Yalova'ya, Bursa'ya, Ankara yerine işte kenardaki illere dönük teveccühler görülmekte. Bu bir basit program seçimi değil. Aslında gelecek kimliğin inşası" açıklamasında bulundu