Unutulmayan efsane: Mırado/Mırad e kıne

1943 yılında Gercüş ilçesi “Geracafer” köyünde doğdu, 14 yaşında ailesi ile birlikte Kerboran’a (Dargeçit) yerleşti bunun için halk arasında Kerboranlı olarak bilinir.

Her meslekte sivrilip öne çıkan bazı şahsiyetler olduğu gibi, Mırado da Dengbejlik, Çirok özellikle Kemençe ile katıldığı düğünlerde halkı sesi ve kemençesi ile coşturan kendinden geçiren bir yeteneğe sahipti.

Onun için kemençeli düğün denildiğinde ilk akla gelen kişidir.

O, kemençeli düğünlerin ilkidir.

Mıradê Kıne Siirt te Devlet memuru ikin yakalandığı Siroz hastalığında 1984 yılında 41 yaşında hayatının ve mesleğinin zirvesinde iken bu yalan dünyayı terk etti.

Ama onun adı ve hüneri hiçbir zaman ölmedi ölmeye de benzemiyor.

Mıradê kıne için 1960 li ve 70 li yıllar, zirvede olduğu yıllar idi.

O zamanlar sokak düğünlerinde bir fırtına gibi esti.

Güzel ve titrek sesi ile Kemençeye yön veren, gençlerin kendinden geçiren bir yetenek, bir efsane idi.

Onun en büyük özelliği Kemençeyi eline aldığında, daha önce bestelenmemiş veya bir yerden bestesini almamış.

Ama o kadar güzel kafiyeli ve uyumlu bir şekilde söylerdeki en büyük bestekarlara bile taş çıkarır.

Bir şekilde sıralardı.

O kemençeyi eline alınca sanki o kılam ve sıtranlar kendiliğinde akıp ağzına doluyordu.

Onun bu yeteneği karşısında düğüne tutuşan kızlı ve erkekli gençler, kendilerini o kadar kaptırırlardı ki, dünya yıkılsa umurlarında olmazdı.

Ben 1976 / 77 yılında, şimdi Diş Hastanesi olarak hizmet veren o zaman sağlık ocağının tam karşısında bir havluda onun kemençe çalıp o güzel sesine tanık oldum.

Onun kemençe çalması ile güzel sesi ile bir efsane idi. Genç kadın ve erkeklerin kıvrak govendi de harikaydı.

Onu çok yakında seven bir arkadaşı, onunla geçirdiği bir anısını bu şekilde söylüyor.

Diyor ki bir gün biz birkaç kişi ile beraber, komşu köye bir gencin taziyesine gittik.

Mırado da bizimledir.

Taziye yerinde ölen gencin babası geldi Mırado’dan rica etti.

Ciğerim yanıyor, ne olur o güzel sesinle oğluma bir ağıt yak ki bizde gönlümüzce ağlayalım.

Mırado bizimle taziye de olduğu için o an kemençesi yanında değildi.

Ölen gencin babasının isteği üzerine, elini kulağına götürdü.

Sanki daha önce özenle bestelenmiş bir şekilde öyle kafiyeli öyle dokunaklı bir ağıt yaktı ki hepimizin gözleri ağlamaktan şişti.

İşte buna Allah vergisi denir.

Böyle bir yetenek her keste yoktur.

Allah Mırado’ya ses ve beste yeteneğini vermişti.

Çok hızlı yaşadı ve genç yaşta öldü. Onun ölümü sevenlerini derin bir yasa boğdu.

O zamanlar teknolojisi ile teyplerle tutulan sesi, bugün internet sitelerinde havada uçuşuyor.

Hani bir söylem var ne olursan ol, ama en iyisi ol.

İşte Mırado Kemençe ile katıldığı düğünlerde en iyisi idi.