Fırat, “Ahlaki ve insani sorumluluğu dile getirmek için, toplumsal bir isyanı halkımıza duyurmak istiyoruz” diyerek, ülke genelinde her gün binlerce çocuğun uyuşturucu nedeniyle kaybedildiğini dile getirdi.
Uyuşturucunun adeta bir salgın gibi Türkiye’yi sardığını vurgulayan Fırat, “Bu tehdit artık evimizde, mahallemizde, okulumuzda. Market önlerinde bonibon gibi satılan sentetik maddeler ilkokul çağındaki çocuklarımızın cebine kadar girmiş durumda” dedi. Uyuşturucunun artık yalnızca bir madde değil, cinayet, şiddet ve çöküş anlamına geldiğini ifade etti.
"AMATEM'LERDE AYLARCA BEKLENİYOR"
Türkiye genelinde 85 milyonluk nüfusa karşın bağımlılık tedavisine ayrılan sadece 16 bin yatak bulunduğuna dikkat çeken Fırat, AMATEM'lerdeki yoğunluk nedeniyle aylar süren beklemelerin yaşandığını belirtti. Uyuşturucu kullanım yaşının 9’a, kullanım nedeniyle yaşamını yitirenlerin yaşının ise 13’e kadar düştüğünü vurgulayan Fırat, “Torbacı düzeni her mahallede kurulmuş durumda, uyuşturucu suçları artık örgütlü yapılarca kontrol ediliyor” dedi.
"İKTİDAR GÖRÜYOR AMA SUSUYOR"
Mehmet Fırat, hükümetin bu duruma karşı kayıtsız kaldığını belirterek, “İktidar görüyor ama susuyor, biliyor ama önlem almıyor. Bunun neticesinde de evladını kaybeden anaların feryadı göğe yükseliyor. Bu hepimizin feryadıdır” diye konuştu.
ACİL EYLEM PLANI ÇAĞRISI
Fırat, “Uyuşturucu ile mücadele acil eylem planı”nın derhal açıklanması gerektiğini belirttiği çağrısında şu önerilere yer verdi: Her ilde donanımlı bağımlılık tedavi merkezleri kurulmalı, Okullarda önleyici eğitim seferberliği başlatılmalı, Uyuşturucuya özel ihtisas mahkemeleri kurulmalı, Ailelere psikolojik, ekonomik ve sosyal destek sağlanmalı.
“Geleceğimiz dediğimiz gençlerimizi çok büyük tuzaklar bekliyor” diyen Fırat, bu mücadelede ailelere de önemli sorumluluklar düştüğünü vurguladı.