Ek gıdaya geçişte bebeğin gelişimsel hazırbulunuşunun gözlenmesi, gıdaların kademeli verilmesi ve boğulma riskine karşı uygun besin seçiminin kritik olduğunu vurguladı.
Uzm. Dr. Altıntaş, sağlık sorunu olmadığı sürece ilk 6 ay anne sütünün bebek için yeterli ve en önemli besin olduğunu vurguladı. Dr. Selin Altıntaş, "Özellikle ilk 6 ay anne sütü bizim için çok önemlidir. Sağlık sorunu olmadığı sürece ilk 6 ay anne sütü dışında herhangi bir yiyecek ya da içecek bebeğe vermiyoruz. Buna su da dahildir." dedi.
"Ek gıdaya geçiş 6 aydan sonra başlıyor"
Bebeğin ek gıdaya hazır olmasının belirli fiziksel işaretleri olduğunu belirten Altıntaş, bu işaretlerin 6 ay civarında ortaya çıktığını ifade etti.
Uzm. Dr. Altıntaş, "6 aydan sonra artık bebeğimiz kendini yemeğe hazır hissettiğini düşündüğümüzde; dik oturuş sergileyebildiğinde, boynunu tutabildiğinde, artık eliyle bazı şeyleri kavrayıp ağzına götürmeye başladığında katı gıdaya hazır demektir." dedi.
Ek gıdaya geçişin tattırma şeklinde ve kademeli olması gerektiğini vurgulayan Altıntaş, ilk başta tek bileşenli besinler seçilmesi gerektiğini belirtti. Altıntaş, alerji gelişimini önlemek için izlenecek yolu şöyle açıkladı: "Çocuğun keşfetmesine izin vererek ve herhangi bir alerji gelişimini önlemek için, bir süre (özellikle 3-5 gün) aynı besini vererek beslenmesine başlıyoruz."
"Blender kullanmayın, miktarı kademeli artırın"
Uzman. Dr. Altıntaş, püre hazırlarken blender yerine elle ezme yöntemini önererek, "Özellikle mevsim sebze ve meyvelerinden yapacağımız pürelerde lütfen blender kullanmayalım. Havuç haşlayarak, daha sonra çatalla ezerek, eğer çok katı olduğunu düşünüyorsanız bunu biraz suyla hafiften sulandırarak ilk başta böyle bir çay kaşığıyla başlayıp, bir sonraki vereceğiniz öğünde miktarı ikiye, üçe arttırarak ve ilerleyen dönemde tolere ettikçe çeşitlilik katarak beslenmesini destekleyelim." şeklinde konuştu.
"8 aydan sonra kendi kendini besleme"
8-10 aylık dönemin, bebeklerin motor becerilerinin geliştiği ve kendi kendini beslemeye başladığı dönem olduğunu belirten Altıntaş, bu dönemde parmak gıdaların önemini vurguladı.
Uzm. Dr. Altıntaş, "8-10 aylık döneme geldiğimiz zaman artık bebekler elleriyle kavrayarak beslenmeye başlayabilirler. Bu dönemde yine haşladığımız kabak, patates, havuç gibi sebzeleri haşlayıp yumuşak düzeye getirdiğimiz zaman, eliyle önüne koyarak beslenmesini, kendi kendini beslemesini destekleyebiliriz. Bu dönemde yine iyi pişmiş et ve tavuk ürünlerini, balığı da bebeğimize verebilir, besleyebiliriz." dedi.
"İlk bir yılda özellikle bal tüketimini istemiyoruz"
Çocukların ilk yaşında bal tüketmemesi gerektiğini hatırlatan Uzm. Dr. Altıntaş, "Artık 9 aylık ve 12 aylık döneme girdiğimiz zamanda, 9-12 ay arasında, çocuk artık parmaklarını kıskaç gibi kullanarak küçük parçalı doğranmış meyve sebzeleri kendi yiyebilir. Bu dönemde yine iyi pişmiş et ve tavuk ürünlerini, balığı yine bebeğimize verebiliriz, besleyebiliriz. İlk bir yılda özellikle bal tüketimini istemiyoruz, bal vermiyoruz çocuklar için zararlı. Yine aynı şekilde saydığım sebzelerin sert biçimde, özellikle havuç mesela doğrayarak sert bir şekilde çocuğa vermeyelim boğulma riski için. Kuru yemişliği yine ilk başta bir yılda önermiyoruz boğulma riski için. Daha sonra yuvarlak olarak mesela üzüm gibi şeyleri lütfen doğrayarak, küçük erik, yaban mersini gibi meyveleri tercih edeceksek de onları dilimleyerek vermenizi öneriyoruz." ifadelerini kullandı.
"Ek gıdaya ne erken ne de geç başlanmalı"
Dr. Altıntaş, ek gıdaya geçiş zamanlamasının önemine değinerek, "Ek gıdaya geçerken, erken başlanması durumunda çocuğun oral motor becerileri gelişmediği için boğulma riski olabilir. Ama bunu geç başladığımız dönemde de artık anne sütü enerji olarak yeterince destekleyemediği için büyüme biraz geride kalabilir. Bu dönemde özellikle bir sağlık profesyonelinden destek almak ailenin faydasına olacaktır." dedi.
"Aile sofrasına geçiş"
1 yaş itibarıyla çocuğun beslenme düzeninin değiştiğini ifade eden Uzm. Dr. Altıntaş, porsiyon ve içerik düzenlemesiyle çocuğun aile sofrasına dahil olması gerektiğini belirtti.
Altıntaş, "1 yaş itibarıyla çocuk artık aile sofrasına oturmalı. Ailenin beslenmesine aynı şekilde ortak olmalıdır. Sadece öğünlerimiz, porsiyonlarımız çocuğa göre düzenlenmeli. Özellikle yemeklerde daha yüksek enerjili, protein içeriği yüksek, mikro besin ögelerinden zengin şeyler tercih etmeliyiz." şeklinde konuştu.
"2 yaşından sonra yetişkin beslenmesine tam geçiş"
2 yaşından sonraki dönemin, yetişkin beslenmesine geçiş süreci olduğunu aktaran Altıntaş, "2 yaşından sonra bu tamamen aile sofrası, aile beslenmesi ve ara öğünler (meyve, peynir, kuru yemişlerle) desteklenmiş şekildedir." sözleriyle açıklamalarını tamamladı.