Kültür Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Cumhuriyet’in ilanın 102'nci yıl dönümü dolayısıyla '102 yılda 102 sergi' projesi kapsamında Erzurum Arkeoloji Müzesi'nde 'Doğu Anadolu'da Kadim Bir Kültür: Karaz' sergisi düzenlendi. Başta Erzurum olmak üzere Karaz kültürünün yaşandığı 8 ilden getirilen 159 eser sergiye açıldı. 122 eserin ilk kez görücüye çıktığı sergide Karaz kültürüne ait çanak, çömlek, ocaklar, taş kalıplar, metal eserler yer aldı. Küratörlüğünü Erzurum Arkeoloji Müdürü Hüsnü Genç ile arkeolog Doç. Dr. Gülşah Altunkaynak'ın yaptığı sergi, 1942 yılında yaptığı kazılarla Karaz kültürünü ortaya çıkaran Hamit Zübeyir Koşay'a ithaf edildi.
Sergi küratörü Arkeolog Doç. Dr. Gülşah Altunkaynak, devasa bir coğrafyaya yayılmış 5 bin 500 yıl önce bin yıl süreyle varlığını sürdürmüş Karaz kültürüne ait eserlerin sergilendiğini söyledi. Erzurum'un da bu kültürün başkentlerinden sayılabileceğini ifade eden Doç. Dr. Altunkaynak, kültürün yaşadığı kentlerden getirilen 159 eserden 122'sinin restore edildikten sonra ilk kez sergilendiğini bildirdi.
Müzedeki sergide duvar giydirmeleriyle kültüre ait bilgilere yer verdiklerini anlatan Doç. Dr. Altunkaynak, “Bütün görselliği görebilecekleri gezi rotası oluşturduk. Bunun içerisinde kültürün tüm bölgelere yayılmış olan arkeolojik kanıtları olan eserlerden de bir koleksiyon oluşturduk. Bu koleksiyonu gezen ziyaretçilerimiz önce seramik ve ocak ağırlıklı olduğunu fark edecekler" dedi.
BARIŞÇILLAR
Bölgedeki kazılardan elde edilen eserlerin Karaz döneminin sosyoekonomik yaşam biçimine dair bilgiler verdiğini kaydeden Doç. Dr. Altunkaynak, şunları söyledi:
"Mezarlardan çıkardığımız hediyeler onların sosyoekonomik yaşam biçimini de bize gösteriyor. Sosyoekonomik yaşam biçimine baktığımızda bu kültür daha ziyade yarı hareketli yerleşik. Ana geçim kaynağı hayvancılık olan ama tarımla da uğraşan hareketli topluluklar. Bunlar çok barışçıllar. Bunu genel olarak söyleyebiliriz. Bazı özel bölgelerde farklı örneklerle karşılaşmış olsak da bu bin yıllık süreçte gitmiş oldukları, yayılmış oldukları topraklarda huzurla yaşamış olmaları bunu gösteriyor. Bir de bizim kazılarda çok fazla savaş izlerine rastlamamamız bunların daha barışçıl, daha eşitlikçi bir toplum olduğunu da bize gösteriyor. Tüm bunları bizim halkımızla, çok daha geniş kitlelere duyurmak amacıyla bu sergiyi düzenledik."