Bu günkü yazımın temeli aile içi iletişimin bozulması, ailenin bütün bireyleri için çok önemlidir. İncelediğimiz araştırmaların günlük hayatın gözlemleriyle değerlendirilmesi sonucunda karşılaştığımız “aile içi davranışlar” ve “bu davranışların kimlerce benimsendiği” konusunda genelleme yapma olanağı azdır. Buna karşın, görülen odur ki, bazı davranışlar aile içinde daha çok şöyle temsil edilmektedir.

      KONUŞMAMAK: Daha çok babaların tutumu olarak görülmektedir. Bunda, babaların gündelik hayatta dışarıda olmasının, evde de konuşmaya zaman bulamamasının da rolü var. Evin daha çok dinlenme yeri olarak görülmesi, akşamların genellikle televizyon izlenen, bilgisayar başında geçirilen bir zaman dilimi olarak görülmesi aile içinde babanın konuşma olanağını daraltmaktadır.

       Ancak, burada temel neden, baba olan erkeklerin yetişme biçimine dayalı, kendi gördükleri “baba” imgesinin böyle davranan kişiler olmasıdır. İlle de otoriteyi temsil etmeleri konusundaki önyargı aslında sadece genç insanlarla değil, evdeki eşler arası iletişimi de bozan bir davranıştır.      

      SERT DAVRANMA: Bu davranışta daha çok gene babalarda görülen bir tutum. Bu da, yeterince “baba olmayı bilememekten” kaynaklı bir davranış. Erkeklere yönelik -toplumsal öğreti-, erkeklerin şefkatlerini gizlemeleri, eşlerine ve çocuklarına zayıflıkla eşdeğer kabul edilen şefkatli davranış yerine “mesafeli, sert, otoriter” bir tutum göstermeleri doğrultusunda olduğundan, yanlış daha erkek çocuğun ilk yetiştirilişinden başlamaktadır. Buna karşılık, “anneler” hem çocuklarıyla konuşan, hem de onlara yumuşak davranan aile içi “büyüğü” temsil etmektedir.

        Burada bir ölçüde aile içi dengeden söz edebiliriz. Böyle olmasaydı sorunlar kuşkusuz daha da artardı. Bu davranış farkı, çocukları aile içinde kendi konularını aktarmada belirgin bir seçme yapmaya itmektedir. Anne çocuklarına daha yakın, onlara karşı daha hoş hoşgörülü, gerektiğinde yanlışlarını saklayan, onlari babaya karşı koruyan “büyük” olmaktadır. Kuşkusuz, bu farklı davranışın temelinde de aile içindeki eşlerin kendi aralarında -belki de söylenmeyen- anlaşmazlığı bulunmaktadır.

      GÜVENSİZLİK: Burada genelde hem “baba” hem de “anne” davranışı güvensizlikten yanadır. Zaman zaman “anne” güven konusunda daha telaşlı bile olabilir. Çocuğun yanlışlarından hem kendisi, hem de evin babası tarafından “daha çok sorumlu” tutulan “anne” ,çocuk adına da, kendi adına da, baba adına da güven duymakta bocalar.

        TUTARSIZLIK: Bu konuda her iki “büyük” de değişik örnekler sergileyebilir. Burada önemli olan, olaylar karşısında takınılan tavır olduğu için, baba da anne de tutarsız davranışlar sergileyebilir.  

Birbirlerinin hareketlerini “tutarsız” bulmaksa, aslında eşler arası çatışmayı simgelemekte, çocuklar burada bu çatışmanın aracı olmaktadır.

        AŞAĞILAMAK-YÜCELTMEK: Burada da roller değişebilir. Ancak, daha çok baba tarafından aşağılanma, anne tarafından yüceltme günlük pratiğin sık görülen örneklerindendir.

Kısaca bu davranışların sonuçlarını irdelersek...

    Önemli olan, bu yanlışların sonuçlarını görebilmek. Dr. Erdal Atebek'in Kuşatılmış Gençlik adlı kitabında yazdığı gibi: "Çocuklar büyüyor genç insanlar oluyor, gençler gelişiyor ve toplumun erişkinleri oluyor. Hepimiz, günlük hayatımız içinde sadece erişkinleri görüyoruz, onların kişiliklerini, davranışlarını, toplum içindeki etkilerini değerlendiriyoruz. Oysa, bu erişkinlerin arkasında, onları bugünlere getiren çocuklukları var, Gençlikleri var. Bunları yeterince görüyoruz, yanlışımız da bu oluyor. Bu, süre gelen baskıcı aile sistemin bu çağda gelişime pek bir faydası yoktur. Geleceğin erişkinlerinin günümüz gençleri olduğunu bile bile neden tam olarak çocuklarımızı, gençlerimizi desteklemeyelim ki." Aile destekli gençlerin, öz güvenleri; kişiliği bastırılmış gençlere oranla çok daha yüksektir. Bu iki genç tipinden hangisi ailesine ve topluma daha faydalı olur sizce?

        Sizinle küçük tatlı bir kızın çizimlerini paylaşacağım. Aile içi iletişimi gayet açık bir şekilde ifade etmiş çizimlerinde “sevgi, mutluluk,aile,

Bağlılık...” Kendisine teşekkür ederiz bu güzel

 Resimler için.