Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'nda düzenlenen 'Alevi İnanç Önderleri ve Cemevi Başkanları İstişare Toplantısı'na katıldı. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Esma Ersin ile alevi dedeleri ve ziyaretçilerin yer aldığı toplantıda konuşan Yılmaz, istişare kültürünün hem gelenek hem de yönetim anlayışı açısından Türkiye'nin temel referansı olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde her kararda ortak aklı esas aldıklarını belirten Yılmaz, "23 yıldır kararlarımızı Anadolu'nun her bir köşesinden, toplumun tüm kesimlerinden gelen milletimizin sesine kulak vererek şekillendiriyoruz. Doğu batı, etnik köken ve inanç ayrımı yapmadan, gölgesinde cem olduğumuz şanlı bayrağımızın dalgalandığı her yerde, 86 milyon vatandaşımız için çalışıyoruz" diye konuştu.

'TERÖR, DEMOKRASİNİN VE KALKINMANIN DÜŞMANIDIR'

Yılmaz, Kerbela'da yaşananların bir benzerinin, bugün Gazze'de yaşandığını, masum insanların açlığa, susuzluğa mahkum edilerek katledildiğini aktardı. Mazlumun yanında, zalimin karşısında olmak zorunda olduklarının altını çizen Yılmaz, bunu hep birlikte yapacaklarını vurguladı. Toplumun kanaat önderlerinin barış ve kardeşlik mesajlarını daha yüksek sesle dile getirmesini isteyen Yılmaz, "Bugün 'Terörsüz Türkiye' diye bir sürecin içindeyiz. Cumhurbaşkanımız her ortamda söylüyor. 'Bir olalım, iri olalım, diri olalım' diyor. Hacı Bektaş'tan ilhamla, 'Hep birlikte Türkiye' olalım diyor. 'Doğusuyla batısıyla, kuzeyle güneyle bu ülkede kim yaşıyorsa kardeşlik olsun, huzur olsun, birlik olsun' diyoruz. Yıllar yılı ülkemiz terörden çok çekti gerçekten. En büyük kayıp da tabi ki şehitlerimiz. Şehitlerimizi rahmetle anıyorum burada. 'Allah hepsinden razı olsun' diyorum. Gazilerimizi minnetle anıyorum. Onlar sayesinde biz bugün bu huzur ortamı içindeyiz. Ancak 40 yılı aşkın bu terör belası bize çok şey kaybettirdi. İnsan kaybı zaten hesaba gelmez ama onun ötesinde de ülkemizin kalkınmasına, gelişmesine, demokrasimize zararlar verdi. Ben her zaman şunu ifade etmişimdir, şimdi de aynısını söylüyorum; terör, demokrasinin ve kalkınmanın düşmanıdır. Terörün olduğu yerde bir ülke gelişemez, kalkınamaz. Terörün olduğu yerde temel hak ve özgürlüklerinizi kamil bir şekilde yaşayamazsınız. Böyle bir ortam oluşmaz. Dolayısıyla terörün ortadan kalıcı bir şekilde kalktığı bir ortam hem kalkınmamıza, ülkemizin gelişmesine, refahına hem de demokrasimize hak ve özgürlüklerimize büyük katkılarda bulunacaktır" ifadelerini kullandı.

'ZALİM KİM OLURSA MAHKUM OLUR'

Kavgayla, toplumun kazanacağı bir şey olmadığını ifade eden Yılmaz, "Enerjimizi kendi içimizde harcamak yerine birlik içinde insanımızın, gençlerimizin, çocuklarımızın geleceği için bu kaynaklarımızı, bu enerjimizi kullanmalıyız. Bizim amacımız bu. Bir taraftan da Orta Doğu'da, bölgemiz üzerinde emperyalist birtakım tuzaklar kuran, oyunlar kuran güçlere en güçlü cevap, bu o güçlere karşı verilecek en güçlü cevap, 'Terörsüz Türkiye' sürecidir. İç cephemizi, kendi birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirerek bölgemiz üzerinde oynanmaya çalışan oyunlara da en güçlü cevabı vereceğiz. Dolayısıyla 'Terörsüz Türkiye' sadece Türkiye için değil, tüm bölgemiz için aslında terörsüz bir bölge demek, daha istikrarlı bir bölge demek, daha müreffeh bir bölge demek, geleceğini daha sağlam temeller üzerinde kuran bir bölge demek. İnşallah bunu hep birlikte başaracağız. Kerbela'dan bugüne kadar değişmeyen hakikat şudur; zalim kim olursa mahkum olur, mazlum kim olursa insanlık vicdanında yankı bulur ve nihayetinde her türlü kötülüğe karşı insanlığın ortak vicdanı galip gelir" dedi.

Devletin tüm vatandaşlarını inancı, kültürü veya kimliği dolayısıyla ayrım gözetmeden kucakladığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'nın bu yaklaşımın kurumsal teminatı olduğunu söyleyerek, "Ne geçmişte yaşanan acılar ne de bugün karşılaşılan zorluklar bizi ortak geleceğimizden, kardeşlik iklimimizden alıkoyamaz. Cenabıallah milletimizi, cümle erenlerin, evliya ve enbiyanın mirasına müdrik eylesin. Rabb’im birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim kılsın. Hep birlikte, el ele vererek, farklılıklarımızı zenginlik görerek, ortak değerlerimizi büyüterek, Türkiye'yi daha müreffeh ve huzurlu yarınlara kavuşturacağız" dedi.

'ORTAK AKILLA YÜRÜTÜLEN HER ÇALIŞMA, BİRLİĞİMİZE GÜÇ KATMAKTA'

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'nın çalışmaları sayesinde gerçekleşen, cemevlerinin kurumsal yapısının güçlenmesi, inanç önderlerinin fikir ve önerilerinin hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekti. Ersoy, "Çünkü biliyoruz ki ortak akıl ve istişare ile yürütülen her çalışma, milletimizin birliğine ve geleceğine güç katmaktadır. Bu millet, Mevlana'dan, Yunus'tan, Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri'nden öğrendi hayata sevgiyle, merhametle, adaletle bakmayı. Bizler bu öğretiyi gençlerimize, yeni nesillere, yani geleceğimize doğru ve hak ettiği şekilde aktarabilmek istiyoruz. Bu istişare toplantısında ortaya koyacağınız fikirler, sadece bugünü değil, yarınlarımızı da şekillendirecek. Bizler, sizlerle birlikte, kültürel mirasımızı geleceğe taşıyacak, inanç ve kültür hayatımıza yeni ufuklar kazandıracak adımları atmaya kararlıyız" ifadelerini kullandı. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Esma Ersin ise üstlendikleri sorumluluğun farkında olduklarını belirtti. İnanç ve kültür değerlerinin yeni nesillere aktarılmasında kurumun taşıdığı öneme dikkat çeken Ersin, "Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, inanç ve kültürümüzün yeni nesillere aktarılması açısından çok önemli bir kurum. Bizler bu mirası, geleceğe yön verecek şekilde güçlü bir biçimde yarınlara taşımakla yükümlüyüz. Hizmetlerimizi daha kapsayıcı, daha güçlü hale getirmek için inanç önderlerimizin, cemevi başkanlarımızın ve siz değerli gönül insanlarımızın yol göstericiliği ve katkılarınız paha biçilmez" diye konuştu.

Kaynak: DHA