Oduncu, düzenlemenin yerel yönetimlere ait kültür varlıklarını merkezi idareye devretmeyi amaçladığını belirterek, bunun “yerelin iradesine darbe” olduğunu söyledi.
Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, iktidarın “verimlilik” ve “uyum” gibi teknik gerekçelerin arkasına saklanarak yerel yönetimlerin yetkilerini adım adım gasp ettiğini ifade eden Oduncu, şu değerlendirmede bulundu: “Bu teklif, belediyelerin ve yerel idarelerin yıllardır koruduğu kültürel mirasları merkezi yönetime, yani saraya devretme anlamına geliyor. Halkın alın teriyle restore ettiği tarihî yapılar artık tek bir merkeze bağlanacak. Bu, kültürel mirasın yerelden alınıp saraya devredilmesidir.”
“Bu anlayışı Hasankeyf’ten biliyoruz” diyen Oduncu, geçmişteki projeleri hatırlatarak şu sözlerle devam etti: “Hasankeyf’te 12 bin yıllık bir hafıza, ‘kalkınma’ bahanesiyle yok edildi. Bugün de aynı zihniyet kültürel mirası ve halkın iradesini yok sayıyor.”
Oduncu, teklifin rant projelerine kapı aralayacağını savunarak, “Gezi Parkı, Galata Kulesi, Pera Palas gibi örneklerde gördük; ‘koruma’ adı altında halkın alanları yandaş vakıflara devredildi. Şimdi bu yöntemi kalıcı hale getirmek istiyorlar,” dedi.
Ayrıca azınlık vakıflarına ait el konulan taşınmazların iadesi çağrısında bulunan Oduncu, adaletin geçmişle yüzleşmeden sağlanamayacağını vurguladı: “1935’ten itibaren gasp edilen Ermeni, Rum, Asuri-Süryani vakıf malları asıl sahiplerine iade edilmelidir.”
Kanun teklifinin “torba yasa” yöntemiyle hazırlanmasını da eleştiren Oduncu, birbirinden alakasız 10 farklı kanunda değişiklik yapılmasının Meclis’in işlevsizleştirildiğini gösterdiğini belirterek, “İktidar, tartışmayı ve denetimi engellemek için Meclis’i devre dışı bırakıyor,” ifadelerini kullandı.