İnşaat Mühendisi ve Mimar Saim Işık, yaptığı açıklamada, mimarlığın şehir planlaması, yaşam kalitesi, sürdürülebilirlik ve kültürel miras üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Işık, mimarlığın sadece binaların dış görünüşüyle değil, insanların yaşam kalitesiyle de doğrudan ilişkili olduğunu vurguladı.

Mimar ve İnşaat Mühendisi Saim Işık

"Mimarlık, yaşam kalitesini artıran bir sanattır"

Mimarlığın temel amacının insanlara konforlu, güvenli ve estetik bir yaşam alanı sunmak olduğunu belirten Işık, şunları söyledi:

"Mimarlık sadece bir binanın şekliyle uğraşmaz. İnsanların daha kaliteli, konforlu ve güvenli bir yaşam sürmesi açısından çok büyük bir etkisi vardır. Şehirleşme bile mimarlığın etkisi altında olmalıdır. Yolların genişliğinden ulaşım kolaylığına kadar her detay mimari bir bakış açısıyla planlanmalıdır."

"Sürdürülebilir mimarlıkta konfor kadar ekonomi de önemlidir"

Kentsel dönüşüm ve yeni yapı projelerinde sürdürülebilir mimarlığın önemine değinen Işık, doğal enerji kaynaklarının mimariye entegre edilmesi gerektiğini belirtti.

Işık, şöyle devam etti: "Sürdürülebilir mimarlıkta ekonomi de ön plana çıkar. Güneş ve toprak enerjisinden yararlanmak mümkündür. Avrupa ülkelerinde bu yöntemlerle şehirlerin enerji ihtiyacı karşılanabiliyor. Türkiye’de de bu sistemlerin yaygınlaşması gerekiyor. Ayrıca, deprem kuşağında bulunan ülkemizde sağlam ve güvenli binalar inşa etmek artık bir zorunluluktur."

"Tarihi yapılar, mimar gözetiminde aslına uygun restore edilmeli"

Tarihî ve kültürel mirasın korunmasında mimarlığın kritik rol oynadığını ifade eden Işık, restorasyon süreçlerinin uzman mimarlar tarafından yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

"Tarihimizi bilmeden geleceğimize yön veremeyiz." diyen Işık, "Tarihî yapılar mutlaka aslına uygun biçimde restore edilmelidir. Bu da mimari bilgi ve deneyim gerektirir. Aksi hâlde tarihi eserler geleceğe sağlıklı bir şekilde aktarılamaz." ifadelerini kullandı.

"Genç mimarlar pratiğin içinde yetişmeli"

Genç mimarların sektöre girişte yaşadıkları zorluklara da değinen Işık, staj sürecinin mesleki gelişim açısından belirleyici olduğunu söyledi.

Işık, "Genç mimarlarımızın verimli yerlerde staj yapmaları çok önemli. Aktif rol alanlar piyasaya daha rahat adapte oluyor. Staj dönemini verimsiz geçirenler ise iş hayatında zorlanabiliyor. Mimarlar Odası olarak gençlerin ilk deneyimlerini daha kolay atlatmaları için çeşitli çalışmalar yürütüyoruz." dedi.

"Mimarlık teoriden pratiğe geçmeli"

Mimarlık eğitiminin teoriyle sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayan Işık, öğrencilerin eğitim döneminde sahada tecrübe kazanmalarının büyük önem taşıdığını ifade etti.

Işık, şunları söyledi: "Üniversitedeyken bile bir mimarlık bürosunda veya şantiyede çalışmak gerekir. Ben üçüncü sınıftayken şantiyelerde aktif görev alıyordum. Bu sayede piyasaya geçişim kolay oldu. Öğrenciler pratiğe ne kadar erken başlarsa, meslekte o kadar başarılı olurlar."

"Mimarlık şehirlerin kimliğini belirler"

Şehir planlamasının mimari verilerle şekillendirilmesi gerektiğini belirten Işık, mimarlığın şehirlerin düzeni, estetiği ve güvenliği açısından vazgeçilmez olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:

"Bir şehrin altyapısından üstyapısına kadar her aşamada mimarlık prensipleriyle hareket edilmelidir. Yolların genişliği, aks düzeni, bina cepheleri, yeşil alanlar ve sosyal mekânlar mimari bütünlük içinde planlanmalıdır."

"Mimari planlama huzurlu şehirler oluşturur"

Son olarak şehirlerin mimari planlamayla daha yaşanabilir hâle geleceğini vurgulayan Işık, sözlerini şöyle tamamladı:

"Mimarlık, insanlara huzurlu ve güvenilir yaşam alanları sunmayı amaçlar. Yeşil alanlar, sosyal mekânlar ve ulaşım akslarıyla desteklenen bir şehir planlaması, hem estetik hem de fonksiyonel bir yaşam alanı ortaya çıkarır."

Kaynak: İLKHA HABER AJANSI