Açıklamada, Kabaiş dosyasının bir yıldır sürüncemede bırakıldığı, “intihar” gerekçesiyle soruşturmanın daraltıldığı ve bu yaklaşımın olası faillerin korunmasına hizmet ettiği belirtildi.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş, kaldığı KYK yurdundan 27 Eylül 2024 tarihinde ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Yapılan arama-kurtarma çalışmaları sonucunda Kabaiş’in cansız bedenine 15 Ekim 2024’te Molla Kasım sahilinde ulaşıldı.

İHD Batman Şubesi, olayın üzerinden geçen bir yılın ardından Kabaiş’in ölümünün hâlâ aydınlatılamamış olmasını ve soruşturmanın etkin yürütülmemesini eleştirdi. Açıklamada, “Dosya, benzer kadın ölümlerinde olduğu gibi ‘intihar’ gerekçesiyle soruşturma dışına itilmiş, bu da şüpheli ölümlerde yaygın bir cezasızlık pratiğine dönüşmüştür” denildi.

ADLİ TIP KURUMU ELEŞTİRİSİ

İHD, açıklamasında Adli Tıp Kurumu'nu da hedef aldı. Kurumun özellikle kadın ölümlerinde erkek failler lehine raporlar düzenlediğine ve devlet kaynaklı suçların üzerini örtmede araçsallaştırıldığına dikkat çekildi. Bu durumun, kadınların adalete erişimini sistematik olarak engellediği vurgulandı.

"Adli Tıp raporlarında eksik ya da taraflı incelemeler neticesinde kadın cinayetleri şüpheli ölümler kategorisine sokulmakta; bu ise hem faillerin yargı denetiminden kaçmasına hem de toplumsal cinsiyet temelli şiddetin görünmez kılınmasına neden olmaktadır" ifadelerine yer verildi.

Rojin Kabaiş’in ölümü, sadece bireysel bir kayıp değil; aynı zamanda kadınların yaşam hakkına yönelik ihlallerin nasıl sistematik biçimde cezasız bırakıldığını da gözler önüne seriyor. İHD’ye göre, adli mekanizmaların eril yaklaşımlar ve cezasızlık politikalarıyla birleşmesi, kadın cinayetlerini dolaylı yoldan meşrulaştırıyor ve yaygınlaştırıyor.

Muhabir: Remziye Kapuci